Multilingual Turkish Dictionary English To Turkish

DARJEELING TEA : English Turkish

n. Darjeeling çayı, Darjeeling'in (Hindistan) dağlık bölgesinde yetişen mükemmel bir siyah çay

DARK : English Turkish

n. karanlık; akşam; koyu renk; belirsizlik, bilgisizlik; gölge

DARK : English Turkish

adj. karanlık, ışıksız; kara, koyu, loş; esrarlı, gizli; kötü; korkutucu; bulanık; üzüntülü, kasvetli, asık suratlı

DARK AGE : English Turkish

karanlık çağ, gelime veya ilerleme olmayan dönem, gerileme dönemi

DARK AGES : English Turkish

karanlık çağlar, ortaçağın ilk yarısı

DARK AS MIDNIGHT : English Turkish

zifiri karanlık, çok karanlık

DARK AS NIGHT : English Turkish

kapkara, kömür gibi siyah, kör karanlık

DARK AS PITCH : English Turkish

kör karanlık, kömür gibi siyah, zifiri karanlık

DARK AS THE INSIDE OF A HORSE : English Turkish

adj. çok karanlık, (ABD’de kullanılan Argo) kör karanlık

DARK BEER : English Turkish

n. dark bira

DARK BLUE : English Turkish

lacivert

DARK BROWED : English Turkish

adj. kara kaşlı, koyu kaşları olan

DARK BROWN : English Turkish

koyu kahverengi

DARK CHAMBER : English Turkish

karanlık oda, güneşim sadece küçük bir delikten içeri girdiği küçük oda

DARK CHOCOLATE : English Turkish

n. koyu çikolata

DARK CLOUD : English Turkish

kara bulut, fırtına bulutu, karanlık bulut

DARK CLOUDS : English Turkish

kara bulutlar, yağmur bulutları, sıkıntılılık, önceden haber veren

DARK COMPLEXIONED : English Turkish

adj. esmer, koyu tenli, esmer yüzlü

DARK CONTINENT : English Turkish

n. afrika, kara kıta

DARK DAY : English Turkish

n. karanlık gün, kara gün, kötü gün

DARK EYED : English Turkish

adj. kara gözlü

DARK FUTURE : English Turkish

karanlık gelecek, sıkıntılı ve umutsuz gelecek, kötü tahmin, kötü beklentiler

DARK GLASSES : English Turkish

olaylara siyah gözlükle bakma, karamsarlık, her şeyi olumsuz tarafından görmeye eğilimi

DARK GREEN : English Turkish

koyu yeşil, hafif siyahımsı rengi olan yeşil tonu, orman yeşili

DARK GREY : English Turkish

adj. kurşuni