Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
DEAD FIRE : English Turkish

gemici nuru

DEAD FROM THE NECK UP : English Turkish

kafası basmayan, (Argo) aptal; zeki olmayan

DEAD HAND : English Turkish

n. elden çıkarılamaz mülk, satılamaz mülk

DEAD HEAD : English Turkish

aptal kafa, kalın kafalı ve verimsi kimse (Argo)

DEAD HEAT : English Turkish

erabere biten yarış

DEAD HORSE : English Turkish

tarihe karışmış bir şey, daha fazla faydalı veya alakalı olmayan; basılmış yazı

DEAD HOUSE : English Turkish

n. ölü evi, morg

DEAD LANGUAGE : English Turkish

ölü dil, artık konuşulmayan dil

DEAD LETTER : English Turkish

n. geçerliliği kalmamış kanun

DEAD LIFT : English Turkish

n. doğrudan kaldırma, mekanik yardım olmayan doğrudan kaldırmak; halterde ağırlığın yerden kalça seviyesine kadar kaldırıldığı kaldırma (Spor)

DEAD LIGHT : English Turkish

n. lomboz

DEAD LIMB : English Turkish

ölü dal, ölü ağaç dalı; yararsız vücut parçası

DEAD LOAD : English Turkish

sabit yük, bir yapı üzerindeki sabit yük (örneğin, köprü)

DEAD LOCK : English Turkish

tıkanıklık, çıkmaz; durgunluk; durma; çıkmaz sokak

DEAD MARCH : English Turkish

n. cenaze marşı

DEAD MARINE : English Turkish

oş şişe

DEAD MEAT : English Turkish

itmiş, (Argo) ölmek üzere olan veya kesin olarak ölüme mahkum olan kimse; ölü insan

DEAD NETTLE : English Turkish

ısırgan otu, ballıbaba

DEAD OF NIGHT : English Turkish

gece yarısı, el ayak çekilme zamanı

DEAD OR ALIVE : English Turkish

ölü ya da diri, her durumda veya koşulda (özellikle aranan suçlu için söylenir)

DEAD PAN : English Turkish

ifadesiz yüz, anlamsız yüz

DEAD POINT : English Turkish

ölü nokta, tam merkez noktası

DEAD PRESIDENTS : English Turkish

merhum cumhurbaşkanları, rahmetli olmuş cumhurbaşkanları; kağıt para, banknot şeklindeki nakit para (Argo)

DEAD RECKONING : English Turkish

n. parekete hesabı

DEAD RINGER : English Turkish

n. tıpatıp benzeri