Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
DDT : English Turkish

"dichloro diphenyl trichloroethane (böcek öldürücü ilaç)", böcek ilacı, böcek öldürücü ilaç, böcek ilacı olarak kullanılan bir kimyasal bileşim

DE : English Turkish

"Delaware", Birleşik Devletler'de bir eyalet

DE : English Turkish

pref. aşağı çekmek, karşı gelmek; düşürmek; kaldırmak; tersine çevirmek; çıkarmak

DE : English Turkish

prep.
den,
in (Fransızcada bileşen, İspanyolca ve Portekizce adlar)

DE AERATE : English Turkish

v. havalandırmak, havasını değiştirmek

DE BONNE GRACE : English Turkish

de bonne grace, zarif bir şekilde (Fransızca)

DE EMOTIONALIZE : English Turkish

v. kabalaştırmak, hissizleştirmek, olaylara bağlamak

DE EMPHASIZE : English Turkish

v. önemini azaltmak, önemsizleştirmek, dikkati üzerinden çekmeye çalışmak

DE ENERGISE : English Turkish

v. gücü kesmek, elektrik enerjisini ortadan kaldırmak, gücü kesmek,
den elektrik enerji sini boşaltmak; daha az dayanma gücü veya enerjisi olmak (ayrıca de energize)

DE ENERGIZE : English Turkish

v. gücü kesmek, elektrik enerjisini ortadan kaldırmak, gücü kesmek,
den elektrik enerji sini boşaltmak; daha az dayanma gücü veya enerjisi olmak (ayrıca de energise)

DE ESCALATE : English Turkish

hızını düşürmek, şiddetini azaltmak, hafifletmek, azalmak, önemini yavaş yavaş kaybetmek

DE FACTO : English Turkish

adv. gerçekten yapılan, fiili, fiilen yapılan

DE FACTO PRECEDENT : English Turkish

gerçekte olan emsal, fiilen var olan emsal

DE GAULLE : English Turkish

n. bir soyadı (Fransızca); Charles De Gaulle (
1970), Fransız bir devlet adamı ve general, Beşinci Fransa Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı (
1969); Charles De Gaulle Uluslararası Havalimanı, Paris'in (Fransa) kuzeydoğusunda yer alan uluslararası bir havalimanı

DE GUSTIBUS NON EST DISPUTANDUM : English Turkish

n. de gustibus non est disputandum, (Latince) "Zevkler ve renkler tartışılmaz"

DE ICE : English Turkish

uzunu çözmek, buzlanmayı önlemek, buzlanmayı gidermek

DE ICER : English Turkish

uz çözücü madde, buz çözücü alet

DE JURE : English Turkish

adv. yasal, haklı

DE LUXE : English Turkish

lüks, şatafatlı, üstün nitelikli

DE LUXE EDITION : English Turkish

lüks baskı, süslü baskı, şık versiyon

DE MINIMIS : English Turkish

(Latince) "of minimal things (küçük şeyler)", "of minimum importance (küçük önemde)", çok küçük olduğu için yasanın göz önünde bulundurmayacağı bir şey veya farklılık; kanun ufak tefek şeylerle ilgilenmez

DE NOVO : English Turkish

yeni baştan, (Latince) yeniden; tekrar, gene; baştan

DE RIDDER : English Turkish

n. Louisiana'da (ABD) bir şehir

DE RIGUEUR : English Turkish

görgü gereği, öngörülen, zorunlu

DE SMET : English Turkish

n. Güney Dakota'da (ABD) bir şehir; Idaho'da (ABD) bir kasaba; bir soyadı; Gustave De Smet (
1943), Belçikalı ekspresyonist bir ressam