Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
DAZZLING BEAUTY : English Turkish

aş döndüren güzellik, büyüleyici güzellik, göze çarpan güzellik

DAZZLINGLY : English Turkish

adv. göz kamaştırıcı bir şekilde, kör edici bir şekilde; şaşırtıcı bir şekilde, şaşırtıcı bir biçimde, etkileyici bir biçimde

DB : English Turkish

n. "dubnium (dubniyum)", dubniyum kimyasalının sembolü, yapay olarak üretilen ve çok değişken olan uranyum ötesi kimyasal bir element

DB : English Turkish

n. desibel, ses şiddeti ölçüm birimi

DBA : English Turkish

"Doing Business As (Faaliyet Gösterdiği Ad)", şu ad altında faaliyet gösterir, bir kişi veya bir şirketin iş faaliyetini farklı bir adla yürüttüğünü gösteren resmî ibare

DBL : English Turkish

iki katlı, iki misli

DBLE. : English Turkish

n. çift, iki kat, ikiz

DBMS : English Turkish

"DataBase Management System (Veritabanı Yönetim Sistemi)", kullanıcılara bilgileri kaydetme yeniden düzenleme ve değiştirme olanağı veren yazılım sistemi (Bilgisayar)

DBS : English Turkish

"Direct Broadcast Satellite (Doğrudan Yayın Uydusu)", sinyallerin uydular aracılığıyla doğrudan müşterilerin evlerine gönderildiği ve küçük antenlerle alındığı yüksek güçte dijital televizyon sistemi (Telekomünikasyon)

DC : English Turkish

"direct current (doğru akım)", sabit elektrik akımı

DC : English Turkish

"District of Columbia (Columbia Bölgesi)", doğu Birleşik Devletler'de federal olarak sahip olunan bir bölge (ABD'nin başkenti Washington'la aynı alanı kapsar)

DCC : English Turkish

n. "Direct Client to Client (Doğrudan Müşteriden Müşteriye)", hızlı ve daha doğrudan bir bağlantı kullanan IRC sohbeti (İnternet)

DCE : English Turkish

"Data Communications Equipment (Veri İletişim Donanımı)", veri iletişim donanımı, veri gönderen bir bilgisayar ile varış hedefi arasında (RS-232C arayüzü yoluyla) bağlantı kuran aygıt (genelde bir modemdir)

DCE : English Turkish

"Distributed Computing Environment (Dağıtımlı İşlem Ortamı)", çeşitli türdeki ağ bilgisayarlarının ağ üzerinde başka bir lokasyonda bulunan veri ve uygulamaları paylaşmasına olanak sağlayan teknoloji ve yazılım süiti (Bilgisayar)

DCIS : English Turkish

"ductal carcinoma in situ (memenin duktal karsinomu)", kadınların meme kanallarındaki saldırgan olmayan ve kötü huylu görünen anormal hücreler

DCS : English Turkish

"Distributed Control System (Dağıtımlı Kontrol Sistemi)", üretim işlemlerini düzenlemek için kullanılan programlanabilir akıllı kontrolörler (Bilgisayar)

DCT : English Turkish

elge, bilgi veya kanıt içeren kağıt

DD : English Turkish

tarihi belirlenmiş, tarihi işaretlenmiş veya belirtilmiş, tarih gösteren

DD : English Turkish

adj. teslim edilmiş, nakledilmiş, bir yerden başka bir yere gönderilmiş; birinden başka birine geçmiş

DDC : English Turkish

"Display Data Channel (Veri Kanal Görüntüsü)", bir bilgisayar ile video bağdaştırıcısı arasındaki iletişim standardı (görüntülenen dosyanın konfigürasyonunu ayarlamak üzere bilgisayar tarafından görüntü kartına tercihleri göndermek için kullanılır)

DDE : English Turkish

"Dynamic Data Exchange (Dinamik Veri Alışverişi)", (Bilgisayar) çok görevli bir bilgisayarda çeşitli uygulamalar arasında veri akışını sağlayan aygıt

DDN : English Turkish

"Defense Data Network (Savunma Veri Ağı)", ABD Savunma Bakanlığı ve ABD Ordusu'nun dünya çapındaki iletişim ağı (Telekomünikasyon)

DDOS : English Turkish

"Distributed Denial of Service (Servis Dağıtımı Aksatması)", (Bilgisayar) ağ saldırısı, bir bilgisayar sistemi veya ağına yönelik yapılan ve kullanıcıların servis kaybına neden olan saldırı

DDR : English Turkish

"Double Data Rate (Çifte Veri Oranı)", çifte veri oranı, (Bilgisayar) bir bilgisayar teknolojisi (hafıza
433 megahertz aralığında çeşitli hızlarda mevcuttur)

DDS : English Turkish

"doctor of dental surgery (diş cerrahisi doktoru)", dişçi, diş doktoru, diş hekimi, insan dişlerini tedavi eden doktor