English To Turkish
BAD START : English Turkish
kötü başlangıç, zayıf başlama, hatalı başlama
BAD TASTE : English Turkish
n. kötü tat, nahoş tat; can sıkıcı duygu; cılız tarz duygusu (özellikle iç tasarım veya modacılıkta)
BAD TEMPER : English Turkish
hırçınlık, huysuzluk
BAD TEMPERED : English Turkish
aksi, huylu, kötü huylu, huysuz, ters
BAD THOUGHTS : English Turkish
kötü düşünceler, olumsuz fikirler, negatif düşünceler
BAD TITLE : English Turkish
n. kötü şöhret
BAD TOOTHACHE : English Turkish
kötü diş ağrısı, aşırı diş ağrısı, ağır diş ağrısı
BAD WEATHER : English Turkish
n. kötü hava, açık hava faaliyetleri için uygun olmayan hava, sert ve ağır hava, soğukluk, sertlik
BAD WOMAN : English Turkish
kötü kadın, kötü namlı kadın, ahlaksız kadın, iffetsiz kadın, günahkâr kadın, kötü niyetli kadın
BADA BING : English Turkish
interj. bada-bing bada-boom, bir şeyin herhangi bir çaba harcamadan ve de kolayca tahmin edilebilir bir şekilde gerçekleşeceğini anlatan ünlem
BADA BING BADA BOOM : English Turkish
interj. bada bing, bir şeyin herhangi bir çaba harcamadan ve de kolayca tahmin edilebilir bir şekilde gerçekleşeceğini anlatan ünlem
BADASS : English Turkish
n. (Argo) agresif kimse, belalı kimse, baş belası, sinirli kimse; sert kimse
BADASS : English Turkish
adj. (Argo) agresif kimse, belalı kimse, baş belası; geçinmesi zor kimse; kaba; çok etkileyici, çok çarpıcı; güçlü etkisi olan
BADAUD : English Turkish
n. (Fransızca) başıboş kimse; ahmak kimse
BADDIE : English Turkish
n. kötü adam
BADDISH : English Turkish
adj. oldukça kötü, kötüce
BADDY : English Turkish
n. kötü adam
BADE : English Turkish
n. Nijerya'nın Çad dili
BADE : English Turkish
v. söylemek, davet etmek, emretmek, demek
BADEN : English Turkish
n. bir soyadı; güneybatı Almanya'da tarihî bir bölge; Avusturya'da bir kasaba; Ontario (Kanada) vilayetinde bir köy; Illinois'de (ABD) bir köy; Indiana'da (ABD) bir kasaba
BADEN BADEN : English Turkish
Almanya'nın Black Forest ormanının (Kara Orman) kuzeybatı köşesinde bulunan bir dinlence yeri
BADEN WURTTEMBERG : English Turkish
Almanya'nın güneybatısında bulunan bir bölge
BADGE : English Turkish
n. rozet, nişan, işaret
BADGER : English Turkish
n. porsuk
BADGER : English Turkish
v. kızdırmak, gücendirmek, rahatsız etmek, rahat vermemek, başının etini yemek (Argo); yakasını bırakmamak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani