Multilingual Turkish Dictionary

English

English
ANTIBLACKOUT SUIT : English Turkish

aygınlığı önleyen elbise, hızlanmanın psikolojik etkilerini önlemek için tasarlanmış olan pilotlar ve astronotlar tarafından giyilen elbise

ANTIBODY : English Turkish

n. antikor

ANTIC : English Turkish

adj. acayip, tuhaf, maskara

ANTICANCER : English Turkish

adj. antikanser, kansere karşı; kanser tedavisinde kullanılan

ANTICANCEROUS : English Turkish

adj. antikanser olan,kanser ile mücadele eden

ANTICAPITALIST : English Turkish

n. kapitalizm karşıtı, kapitalizme karşı olan kimse

ANTICARIOUS : English Turkish

adj. diş çürüklerine karşı, diş çürüklerine karşı olan (Diş Hekimliği)

ANTICATALYST : English Turkish

n. yavaşlatan, kimyasal reaksiyonu yavaşlatan madde (Kimya)

ANTICATHODE : English Turkish

n. antikatot

ANTICENTER : English Turkish

n. anticenter, bir dış merkezden dünya yüzeyine zıt olan nokta

ANTICENTRE : English Turkish

n. anticentre, bir dış merkezden dünya yüzeyine zıt olan nokta

ANTICHLOR : English Turkish

n. antiklor, kloru ortadan kaldıran madde (Kimya)

ANTICHOLINERGIC : English Turkish

adj. antikolinerjik, parasempatik sinir sistemi içerisinde asetilkolin faaliyetlerini engelleme görevi olan (Tıp)

ANTICHOLINERGIC : English Turkish

n. antikolinerjik, parasempatik sinir sistemi içerisinde asetilkolin faaliyetlerini engelleme görevi olan madde (Tıp)

ANTICHRIST : English Turkish

n. deccal; sahte İsa

ANTICHRISTIAN : English Turkish

adj. hristiyanlık karşıtı

ANTICIPANT : English Turkish

n. önceden gören kimse, tahmin eden kimse, bekleyen kimse

ANTICIPANT : English Turkish

adj. umutlu, dört gözle bekleyen

ANTICIPATE : English Turkish

v. önceden görmek, ummak, beklemek, tahmin etmek, geleceği görmek; önce davranmak, söylenmeden yapmak, önceden yapmak, sezmek

ANTICIPATE THE FUTURE : English Turkish

geleceği öngörmek, geleceği tahmin etmek, gelecekte olacak şeylere hazırlıklı olmak, geleceği sabırsızlıkla bekmelek

ANTICIPATED : English Turkish

adj. umulan, beklenile, öngörülen, tahmin edilen, zihinde canlandırılmış

ANTICIPATED BALANCE : English Turkish

anka bakiyesi, belirli bir dönemin sonunda beklenen bakiye

ANTICIPATED BREACH : English Turkish

eklenilen ihlal, beklenen sözleşme ihlali, bir anlaşmanın ihlali olacağını bilme durumu

ANTICIPATED INDEX : English Turkish

öngörülen endeks, tahmin edilen oran (enflasyon, vs.); halka halen bildirilmemiş olan endeks

ANTICIPATED INTEREST : English Turkish

öngörülen faiz, tahmin edilen faiz miktarı, beklenen faiz oranı