Multilingual Turkish Dictionary

English

English
ANTICOMMUNIST : English Turkish

adj. komünizme karşı, komünizm aleyhtarı

ANTICOMPETITIVE : English Turkish

adj. rekabete karşı, rekabetçi olmayan, rekabet aleyhtarı, rekabet etmeyen

ANTICONSTITUTIONAL : English Turkish

adj. anayasaya karşı, anayasaya karşı gelen; anayasaya aykırı, anayasal olmayan

ANTICONVULSANT : English Turkish

adj. antikonvülsan, konvülsiyon veya kasılma nöbetlerinin meydana gelmesini engelleme veya azaltma görevi olan (Tıp)

ANTICONVULSANT : English Turkish

n. antikonvülsan, konvülsiyon veya kasılma nöbetlerinin meydana gelmesini engelleme veya azaltma görevi olan ilaç (Tıp)

ANTICORROSIVE : English Turkish

adj. pas giderici, pas önleyici

ANTICS : English Turkish

n. antikalık, acayiplik, tuhaflık, maskaralık, soytarılık

ANTICYCLICAL : English Turkish

adj. devirli olmayan, devreden geçmeyen

ANTICYCLONE : English Turkish

n. antisiklon, yüksek basınçlı atmosfer kütlesi

ANTICYCLONIC : English Turkish

adj. antisiklonik, (Meteoroloji) antisiklon ile ilgili (yüksek atmosferik basınç bölgesi etrafında dönen rüzgarlar)

ANTIDAZZLE : English Turkish

adj. göz kamaşmasına karşı, ışık kesici

ANTIDEMOCRATIC : English Turkish

adj. antidemokratik, demokratik olmayan

ANTIDEPRESSANT : English Turkish

n. antidepresan, depresyon hafifletmek için kullanılan ilaç, uyarıcı

ANTIDEPRESSIVE : English Turkish

adj. antidepresif, depresyonu hafifletme etkisi olan

ANTIDIABETIC : English Turkish

adj. antidiyabetik, şeker hastalığına karşı etkili olan

ANTIDIARRHEAL : English Turkish

adj. antidiyareik, ishale karşı etkili olan

ANTIDISESTABLISHMENTARIANISM : English Turkish

n. kiliseyi devletten ayırma görüşüne karşı olma, kilisenin devlet tarafından tanınması ve desteğinin kaldırılmasına karşı çıkma (özellikle İngiltere Anglikan kilisesi)

ANTIDIURETIC : English Turkish

adj. antidiüretik, idrar oluşumunu azaltan (ilaç ile ilgili)

ANTIDOTAL : English Turkish

adj. panzehirle ilgili, panzehir

ANTIDOTALLY : English Turkish

adv. panzehir olarak, nötralize eder bir şekilde, etkisini bozarak

ANTIDOTE : English Turkish

n. panzehir, çare

ANTIDROMIC : English Turkish

adj. antidromik, normal yöne karşıt olan bir yöne sinir sinyalleri taşıyan (Fizyoloji)

ANTIEMETIC : English Turkish

adj. antiemetik, mide bulantısı ve kusmayı bastırma veya önleme görevi olan (Tıp)

ANTIEMETIC : English Turkish

n. antiemetik, mide bulantısı ve kusmayı bastırma veya önleme görevi olan ilaç (Tıp)

ANTIENZYME : English Turkish

n. antienzim, enzim faaliyetini yavaşlatan veya etkisizleştiren madde