Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GIRD ONE'S LOINS : English Turkish Redhouse

(zor bir işe) iyice hazırlanmak, (zor bir iş için) paçaları/kolları sıvamak

GIRD ONESELF FOR : English Turkish Redhouse

kendini
e iyice hazırlamak

GIRD ONESELF WITH : English Turkish Redhouse

-i takmak,
i takınmak,
i kuşanmak

GIRD SOMEONE WITH : English Turkish Redhouse

irine (bir şeyi) vermek/bahşetmek

GIRDER : English Turkish Redhouse

gird.ergır'dır isim putrel, potrel

GIRDLE : English Turkish Redhouse

gir.dlegır'dıl isim
korse.
kuşak, kemer

GIRL : English Turkish Redhouse

girlgırl isim
kız.
konuşma dili kız arkadaş

GIRL FRIEND : English Turkish Redhouse

kız arkadaş

GIRL SCOUT : English Turkish Redhouse

kız izci

GIRLHOOD : English Turkish Redhouse

girl.hoodisim kızlık çağı, kızlık

GIRLISH : English Turkish Redhouse

girl.ishgır'lîş sıfat kız gibi; kızlara özgü

GIRTH : English Turkish Redhouse

girthgırth isim
(semere ait) kolan.
çevre ölçüsü, çevre: The tree's girth was ninety centimeters. Ağacın çevresi doksan santimetreydi.
bel ölçüsü, bel

GISMO : English Turkish Redhouse

gis.mogîz'mo isim bakınız gizmo

GIST : English Turkish Redhouse

gistcîst isim ana fikir, esas anlam; başlıca fikirler

GIVE : English Turkish Redhouse

givegîv fiil (gave, given)
vermek.
sebep olmak: Her presence gives him pleasure. Varlığı ona mutluluk veriyor. It gave him a shock. Onu şoke etti. This noise is giving me a headache. Bu gürültü başımı ağrıtıyor.
göstermek: Can you give us some proof? Bize kanıt gösterebilir misiniz?
esnemek, açılmak, eğilmek.
esnek davranmak.
çökmek

GIVE A GOOD ACCOUNT OF ONESELF : English Turkish Redhouse

Kendine düşen işi iyi yapmak anlamına gelir: He gave a good account of himself on the battlefield today. Bugün iyi savaştı

GIVE A HAND TO : English Turkish Redhouse

-e yardım etmek, elini uzatmak

GIVE A PLAY : English Turkish Redhouse

ir piyes oynamak

GIVE A ROUNDUP OF THE NEWS : English Turkish Redhouse

önemli haberleri özet halinde vermek

GIVE A SLIP : English Turkish Redhouse

sıvışarak birinin elinden kurtulmak

GIVE A SPEECH : English Turkish Redhouse

ir konuşma yapmak

GIVE A WIDE BERTH TO : English Turkish Redhouse

-den kaçınmaya dikkat etmek

GIVE AFFRONT TO : English Turkish Redhouse

- i kızdırmak,
i gücendirmek

GIVE AN ACCOUNT OF ONESELF : English Turkish Redhouse

kendisi hakkında hesap vermek

GIVE AN EDGE TO : English Turkish Redhouse

i bilemek.
(iştahı) açmak; (keyif, öfke v.b.'ni) artırmak