Multilingual Turkish Dictionary

English

English
HE'S AN OBJECT OF SCORN. : English Turkish Redhouse

Herkes onu hor görüyor

HE'S NOT THE ONLY FISH IN THE SEA! : English Turkish Redhouse

Ondan başkası yok mu bu dünyada?

HEAD : English Turkish Redhouse

headhed sıfat baş, başta olan; başa ait. fiil
(bir şeyin) başkanlığını yapmak/başkanı olmak: Who heads this outfit? Buranın başkanı kim?
in birincisi olmak: She headed her class. Sınıfının birincisiydi.
for
e gitmek;
in istikametini tutmak,
e doğru gitmek: You're heading for trouble. Bu gidişle başın belaya girecek.
towards
e doğru yöneltmek: Head your horses towards Kangal! Atlarınızı Kangal'a sürün!

HEAD HONCHO : English Turkish Redhouse

argoşef, başkan

HEAD OVER HEELS : English Turkish Redhouse

başaşağı.
konuşma dili sırılsıklam (âşık olmak).
konuşma dili gırtlağına kadar (borç içinde olmak)

HEAD SOMEONE OFF : English Turkish Redhouse

birinin yolunu kesmek, birinin ilerlemesini engellemek.
birini kösteklemek

HEAD SOMETHING OFF : English Turkish Redhouse

bir şeyin yolunu kesmek, bir şeyin ilerlemesini engellemek.
bir şeyi engellemek

HEAD START : English Turkish Redhouse

sporavantaq

HEAD UP : English Turkish Redhouse

konuşma dilibaşkanlık etmek

HEAD WIND : English Turkish Redhouse

pruva rüzgârı

HEAD-ON : English Turkish Redhouse

head-onhed'an' sıfat, zarf baştan (çapma), kafa kafaya, burun buruna (çarpışma)

HEADACHE : English Turkish Redhouse

head.achehed'eyk isim
baş ağrısı.
dert, baş belası

HEADBAND : English Turkish Redhouse

head.bandhed'bänd isim saç bandı, bant

HEADBOARD : English Turkish Redhouse

head.boardhed'bôrd isim karyolanın başucundaki tahta

HEADDRESS : English Turkish Redhouse

head.dresshed'dres isim başlık

HEADER : English Turkish Redhouse

head.erhed'ır isim sayfa başlığı

HEADFIRST : English Turkish Redhouse

head.firsthed'fırst' zarf başı önde, balıklama (dalma)

HEADGEAR : English Turkish Redhouse

head.gearhed'gîr isim başlık

HEADING : English Turkish Redhouse

head.inghed'îng isim (yazıda) başlık

HEADLAND : English Turkish Redhouse

head.landhed'lınd, hed'länd isim, coğrafya burun

HEADLIGHT : English Turkish Redhouse

head.lighthed'layt isim, otomotiv far

HEADLINE : English Turkish Redhouse

head.linehed'layn isim başlık, manşet

HEADLONG : English Turkish Redhouse

head.longhed'lông zarf
pervasızca, sakınmadan; balıklama.
apar topar

HEADMASTER : English Turkish Redhouse

head.mas.terhed'mäs'tır isim özel okul müdürü

HEADMISTRESS : English Turkish Redhouse

head.mis.tresshed'mîs'trîs isim özel okul müdiresi