Multilingual Turkish Dictionary English

high.lighthay'layt isim
(resimde) ışıklı bölüm.
fotoğrafçılık parlak nokta.
ilgi çekici olay; en önemli bölüm. fiil
i vurgulamak,
in altını çizmek,
e dikkati çekmek.
bilgisayar aydınlatmak

HIGHLY : English Turkish Redhouse

high.lyhay'li zarf
çok, pek çok, son derece.
çok iyi; çok olumlu bir şekilde

HIGHNESS : English Turkish Redhouse

high.nesshay'nîs isim yücelik

HIGHROAD : English Turkish Redhouse

high.roadhay'rod isim anayol

HIGHWAY : English Turkish Redhouse

high.wayhay'wey isim anayol

HIGHWAYMAN : English Turkish Redhouse

high.way.manhay'weymîn isim eşkıya, haydut

HIJACK : English Turkish Redhouse

hi.jackhay'cäk fiil
(uçak, gemi) kaçırmak.
(kamyon, tren v.b.'ni) soymak

HIJACKER : English Turkish Redhouse

hi.jack.erisim
uçak korsanı.
(kamyon, tren v.b.'ni durdurarak soyan) soyguncu

HIKE : English Turkish Redhouse

hikehayk fiil
uzun yürüyüş yapmak.
(eteğini) toplamak.
(fiyatı) yükseltmek, artırmak. isim
uzun ve çetin yürüyüş.
yükselme, artış

HIKER : English Turkish Redhouse

hikerisim uzun yürüyüş yapan kimse

HILARIOUS : English Turkish Redhouse

hi.lar.i.oushîler'iyıs sıfat gürültülü ve neşeli

HILARITY : English Turkish Redhouse

hi.lar.i.tyisim neşe, kahkaha

HILL : English Turkish Redhouse

hillhîl isim
tepe.
bayır, yokuş

HILLSIDE : English Turkish Redhouse

hill.sidehîl'sayd isim yamaç

HILLTOP : English Turkish Redhouse

hill.tophîl'tap isim doruk

HILLY : English Turkish Redhouse

hillysıfat tepelik