English
IMPERVIOUS : English Turkish Redhouse
im.per.vi.ousîmpır'viyıs sıfat
to (su, hava v.b.'ni) geçirmez.
nüfuz edilemeyen.
to (öğüt, eleştiri v.b.'ne) kulak asmaz, (öğüt, eleştiri v.b.'ni) dinlemez.
to (korku, acı v.b.'nden) etkilenmez
IMPETUOUS : English Turkish Redhouse
im.pet.u.ousîmpeç'uwıs sıfat
aceleci.
düşünmeden yapılan.
sert, şiddetli.
çabuk, hızlı
IMPETUS : English Turkish Redhouse
im.pe.tusîm'pıtıs isim
güç, zor, şiddet.
uyarı; dürtü; güdü
IMPIETY : English Turkish Redhouse
im.pi.e.tyîmpay'ıti isim Allaha karşı saygısızlık
IMPINGE : English Turkish Redhouse
im.pingeîmpînc' fiil on/upon
i etkilemek
IMPIOUS : English Turkish Redhouse
im.pi.ousîm'piyıs sıfat Allaha karşı saygısız
IMPLACABLE : English Turkish Redhouse
im.plac.a.bleîmpläk'ıbıl, împley'kıbıl sıfat
yatıştırılmaz (öfke, nefret v.b.).
amansız (düşman)
IMPLANT : English Turkish Redhouse
im.plantîmplänt' fiil
dikmek.
aklına sokmak, aşılamak.
tıbbi implantasyon yoluyla aşılamak/dikmek. isim tıbbiimplantasyon
IMPLANTATION : English Turkish Redhouse
im.plan.ta.tionîmpläntey'şın isim
tıbbi implantasyon.
mimarlık aplikasyon
IMPLEMENT : English Turkish Redhouse
im.ple.mentîm'plıment fiil
(taahhüt, plan v.b.'ni) yerine getirmek, uygulamak.
(yasa, karar v.b.'ni) yürürlüğe koymak. isim alet, araç
IMPLEMENTATION : English Turkish Redhouse
im.ple.men.ta.tionîmplımentey'şın isim
yerine getirme, yürütme.
yürürlüğe koyma
IMPLICATE : English Turkish Redhouse
im.pli.cateîm'plıkeyt fiil (birini) (olumsuz bir şeye) karıştırmak
IMPLICATION : English Turkish Redhouse
im.pli.ca.tionisim
(bir şeyin içinde) saklı olan anlam.
(birini) (olumsuz bir şeye) karıştırma
IMPLICIT : English Turkish Redhouse
im.plic.itîmplîs'ît sıfat
ifade edilmeden anlaşılan, saklı.
ima edilen, dolaylı olarak anlaşılan.
tam, kesin: implicit trust tam güven
IMPLICITLY : English Turkish Redhouse
im.plic.it.lyzarf
dolaylı olarak.
tamamıyla
IMPLORE : English Turkish Redhouse
im.ploreîmplor' fiil yalvarmak
IMPLY : English Turkish Redhouse
im.plyîmplay' fiil
(dolaylı olarak) göstermek, ima etmek,
e işaret etmek.
içermek: Smoke implies fire. Duman ateşi içerir.
beraberinde getirmek: Privileges imply duties. Ayrıcalıklar beraberinde görevleri getirir
IMPOLITE : English Turkish Redhouse
im.po.liteîmpılayt' sıfat terbiyesiz, kaba
IMPOLITELY : English Turkish Redhouse
im.po.lite.lyzarf terbiyesizce, kaba bir şekilde
IMPOLITENESS : English Turkish Redhouse
im.po.lite.nessisim terbiyesizlik, kabalık
IMPOLITIC : English Turkish Redhouse
im.pol.i.ticîmpal'ıtîk sıfat uygunsuz, isabetsiz
IMPONDERABLE : English Turkish Redhouse
im.pon.der.a.bleîmpan'dırıbıl sıfat tartıya gelmez, ağırlığı olmayan, ölçülemeyen. isim önceden kestirilemeyen etken
IMPORT : English Turkish Redhouse
im.portîmpôrt' fiil ithal etmek. isim
ithal malı.
anlam.
önem
IMPORT DUTY : English Turkish Redhouse
ithalat vergisi
IMPORT LICENSE : English Turkish Redhouse
permi, ithalat izni
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani