Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BARGE INTO : English Turkish

(Gayriresmî) davetsiz girmek (örneğin; "He wasn't invited so he barged into the party {Partiye davet edilmemiş, o da davetsiz katıldı}"); kaba bir şekilde lafa girmek, lafı kaba bir şekilde kesmek, sözü kesmek, lafını kesmek (örneğin; "My sister-in-law always barges into the conversation when I speak with my mother-in-law {Kaynanam ile konuşurken baldızım sürekli lafımı keser}")

BARGE INTO AN OPEN DOOR : English Turkish

açık kapıdan dalmak, açık kapıdan paldır küldür dalmak; sunulmuş belli bir fırsatı kovalamak

BARGE POLE : English Turkish

n. uzun avara gönderi, bir filikayı manuel olarak itmesi veya filikaya rehberlik etmesi için kullanılan uzun çubuk

BARGEBOARD : English Turkish

n. kalkan saçak silmesi, dışarı doğru bakan çatı kirişine bağlı (genellikle süslenmiş olan) üçgen şeklinde ahşap pano

BARGEE : English Turkish

n. mavnacı

BARGELLO PALACE : English Turkish

n. Bargello Sarayı, Museo Nazionale del Bargello, 1255 yılında yapılan ve en büyük İtalyan gotik ve Rönesans heykellerinin sergilendiği Floransa'da (İtalya) bir ulusal müze

BARGEMAN : English Turkish

n. mavnacı

BARGHEST : English Turkish

n. köpeğe benzeyen ve ölümün alameti olan cin

BARGUEST : English Turkish

n. köpeğe benzeyen ve ölümün alameti olan cin

BARHOP : English Turkish

v. bardan bara gezmek, aynı akşamda art arda bir dizi bara gitmek (eğlenmek amacıyla)

BARIC : English Turkish

adj. baryumlu

BARILLA : English Turkish

n. deniz yosunundan elde edilen alkalin, yosun sodası

BARING : English Turkish

n. soyma, kaplamasını kaldırma, kabuğunu kaldırma, açığa çıkarma, örtüsünü kaldırma

BARISTA : English Turkish

n. (İngiliz Argosu) profesyonelce espresso kahvesi yapan kimse, espresso barmeni (İtalyancadaki barman {erkek bar görevlisi} veya barmaid {kadın bar görevlisi} terimlerinden gelmektedir)

BARITE : English Turkish

n. barit, mineral

BARITONAL : English Turkish

adj. bariton ile ilgili, baritona özgü

BARITONE : English Turkish

n. bariton, erkek şarkıcı

BARIUM : English Turkish

n. baryum

BARIUM MEAL : English Turkish

n. baritin, baryum sülfat

BARK : English Turkish

n. havlama; kabuk, ağaç kabuğu, öksürük; barka, gemi, yelkenli üç direkli gemi

BARK : English Turkish

v. havlamak; bağırmak, çığırtkanlık yapmak; kabuğunu soymak, soymak, sıyırmak, öksürmek

BARK AT : English Turkish

v. bağırmak

BARK AT THE MOON : English Turkish

aya havlamak, boş yere protesto etmek, boş yere itiraz etmek, sonuç almadan protesto etmek

BARK BEETLE : English Turkish

kabuk böceği, ağaç kabuklarında tüneller kazan küçük bir böcek

BARK PIT : English Turkish

n. kabuk çukuru (tabakhanede)