Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BARK TREE : English Turkish

n. kınakına ağacı

BARK UP THE WRONG TREE : English Turkish

yanlış kapı çalmak

BARKAN : English Turkish

n. bir soyadı (İsrail)

BARKEEP : English Turkish

n. barcı, meyhaneci, barmen, bar bekleyen kimse

BARKEEPER : English Turkish

n. barmen, barda içki ve kokteyl hazırlayan kimse

BARKEN : English Turkish

v. esmerleştirmek, esmerleştirmeye tabi tutmak

BARKENTINE : English Turkish

n. küçük bir yelkencilik gemisi

BARKER : English Turkish

n. bağıran kimse, çığırtkan

BARKERY : English Turkish

n. esmerleştirme için hazırlanan yer

BARKHAN : English Turkish

n. aya benzeyen kum tepeciği

BARKING : English Turkish

n. havlama

BARKING DOGS DO NOT BITE : English Turkish

havlayan köpekler ısırmaz, tehdit edici şeyler genelde zararsızdır

BARKING DOGS NEVER BITE : English Turkish

havlayan köpek ısırmaz

BARKING DOGS SELDOM BITE : English Turkish

havlayan köpekler çoğunlukla ısırmaz, havlayan köpekler ısırmaz, tehdit edici şeyler genelde zararsızdır

BARKING IRONS : English Turkish

soyma aracı, ağaç kabuklarını soymak için kullanılan araç; (Argo) tabanca çifti, bir çift tabanca

BARKIS IS WILLIN : English Turkish

Barkis hazır, hazır ve istekli

BARKLESS : English Turkish

adj. kabuksuz, kabuğu olmayan

BARKS : English Turkish

n. soyulmuş kabuk

BARKSDALE : English Turkish

n. bir soyadı; Jim Barksdale (1943 doğumlu), Amerikan yazılım şirketi "Netscape"in (internet tarayıcısı Navigator'ın imalatçısı) eski Başkanı ve CEO'su (
2004); Texas'ta (ABD) bir şehir

BARKY : English Turkish

adj. kabuklu, kabuksu, kabuğa benzeyen

BARLEY : English Turkish

n. arpa

BARLEY FIELD : English Turkish

n. arpalık

BARLEY SUGAR : English Turkish

n. arpa özü şekerlemesi

BARLEY WATER : English Turkish

arpa suyu (içki)

BARLEY WINE : English Turkish

sert bira