Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BLANKET INSURANGE : English Turkish

n. genel sigorta

BLANKET MORTGAGE : English Turkish

n. genel ipotek

BLANKET SHEET : English Turkish

üyük sayfalı gazete

BLANKETFLOWER : English Turkish

n. gayret çiçeği, gaylardiya, aster familyasından tüylü yaprakları kırmızı ve sarı çiçekli gösterişli kafası olan yıllık ve uzun ömürlü bitkilerden herhangi biri

BLANKETING : English Turkish

n. battaniyelik kumaş

BLANKING CAP : English Turkish

körleme kapağı, bir açıklığı kapatan kapak

BLANKLY : English Turkish

adv. boş boş, ifadesizce; şaşkın şaşkın; kesinlikle

BLANKNESS : English Turkish

n. boşluk, şaşkınlık, ifadesizlik

BLANQUETTE : English Turkish

n. kremalı beyaz sosta pişirilen (tavuk, dana veya kuzu etli) yahni

BLARE : English Turkish

n. yüksek ses, boru sesi (Argo), boru gibi ses (Argo)

BLARE : English Turkish

v. boru sesi çıkarmak, bangır bangır çalmak, yüksek sesle çalmak

BLARE OF TRUMPETS : English Turkish

orazan bangırtısı, klakson sesi, klakson gürültüsü

BLARNEY : English Turkish

n. yağcılık, yaltaklanma, dalkavukluk, dil dökme

BLARNEY : English Turkish

v. yağ çekmek, yaltaklanmak

BLARNEY STONE : English Turkish

n. öpenlere yağcılık yeteneği veren taş (İrl.)

BLASE : English Turkish

adj. bıkkın, herşeyden bıkmış, hiçbir şeyden zevk almayan

BLASPHEME : English Turkish

v. küfretmek (dine)

BLASPHEME AGAINST : English Turkish

v. küfretmek, sövüp saymak

BLASPHEMER : English Turkish

n. kâfir

BLASPHEMOUS : English Turkish

adj. kâfir, dine küfreden

BLASPHEMOUSLY : English Turkish

adv. günahkâr bir şekilde, saygısızca, kutsal şeylere saygısızlık ederek

BLASPHEMY : English Turkish

n. dine küfretme, küfür

BLAST : English Turkish

n. şiddetli rüzgâr, rüzgâr (ani); üfleme, ötme (düdük vb.); öfkelenme, köpürme; patlayıcı miktarı; soğuktan kavrulma (yaprak); azarlama; alem, cümbüş

BLAST : English Turkish

v. patlatmak, yıkmak, havaya uçurmak; lanet etmek, beddua etmek, bangır bangır çalmak, bas bas bağırmak, kavurmak (bitki)

BLAST DEFLECTOR : English Turkish

patlama deflektörü, otomatik bir silahın namlusuna takılan sislindir şeklinde eklenti