Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BLAZE A TRAIL : English Turkish

v. bir ilke imza atmak, çığır açmak, öncülük etmek

BLAZE ABROAD : English Turkish

ilan etmek

BLAZE AWAY : English Turkish

sürekli ateş etmek

BLAZE OF COLOR : English Turkish

enkli olma durumu, pek çok renkten oluşma

BLAZE OUT : English Turkish

v. alevlenmek, yeniden alevlenmek

BLAZE THE TRAIL : English Turkish

v. yol açmak, öncülük etmek

BLAZE UP : English Turkish

alevlenmek, yeniden alevlenmek

BLAZE WITH ANGER : English Turkish

v. sinirinden kudurmak

BLAZER : English Turkish

n. spor ceket, blazer ceket

BLAZES : English Turkish

n. cehennem

BLAZING : English Turkish

adj. alevlenmiş, yanan; belirgin, bariz; çarpıcı, keskin

BLAZING APARTMENT : English Turkish

alevler içindeki apartman, yanmakta olan apartman

BLAZING SCENT : English Turkish

taze iz

BLAZING THE TRAIL : English Turkish

ir ilke imza atma, çığır açma, öncülük etme

BLAZINGLY : English Turkish

adv. alevli bir şekilde, alevlenerek; coşkun bir şekilde, sinirlenerek, ateş püskürerek, kızgın bir şekilde

BLAZON : English Turkish

n. gösteriş, fiyaka; hanedan arması

BLAZON : English Turkish

v. uygun bir dille söylemek; parlatmak; arma çizmek

BLAZON ABROAD : English Turkish

v. ilan etmek

BLAZON OUT : English Turkish

v. ilan etmek

BLAZONRY : English Turkish

n. gösteriş, fiyaka, armacılık

BLDG : English Turkish

"building (bina)", bina, mabet, yapı

BLDG. : English Turkish

"building (bina)", bina, mabet, yapı

BLEACH : English Turkish

n. beyazlatıcı, ağartıcı, çamaşır suyu

BLEACH : English Turkish

v. beyazlatmak, ağartmak, rengini açmak

BLEACH WASH : English Turkish

n. ağartıcı ile yıkama, çamaşır suyu ile yıkama, malzemenin görünüşünü yumuşatmak için kumaş veya çamaşırları beyazlatıcı ile yıkama işlemi