English
BLOOEY : English Turkish
adj. (Argo) arızalı, kusurlu, hatalı, asarlı, bozuk, çalışmayan
BLOOM : English Turkish
n. çiçek açma, çiçeklenme, gençlik, tazelik, hayatın baharı; hamdemir, demir külçesi
BLOOM : English Turkish
v. çiçek açmak, çiçeklenmek, dinç olmak, güzelleşmek, serpilmek; külçe haline getirmek (demir)
BLOOMER : English Turkish
n. gaf, pot
BLOOMERS : English Turkish
n. büzgülü kısa pantolon (kadın), jimnastik pantolonu
BLOOMERY : English Turkish
n. (Metal İşleme) demirci ocağı, haddehane, madeni demire eritmek için kullanılan yüzey ve ocak
BLOOMING : English Turkish
adj. çiçekli, çiçek açan, çiçek açmış; lanet olası
BLOOMING : English Turkish
n. çiçeklenme
BLOOMING MILL : English Turkish
n. blok haddesi (demir)
BLOOMING SEASON : English Turkish
çiçeklenme mevsimi, çiçek açma mevsimi, yılın çiçeklerin açtığı zamanı, ilkbahar
BLOOMINGDALE'S : English Turkish
n. Birleşik Devletler'de bir lüks mağaza zinciri
BLOOMY : English Turkish
adj. çiçekli, buğulu
BLOOP : English Turkish
v. topu yükseğe ve düşük kavisle atarak sahanın biraz ötesine düşürmek (Beyzbol); elektronik bir aletle kısa pes bir ses çıkarmak; mahvetmek, berbat etmek, batırmak, içine etmek, eline yüzüne bulaştırmak
BLOOP : English Turkish
n. yükseğe atılan ve düşük kavis çizerek sahanın biraz ötesine düşen top (Beyzbol); elektronik bir aletin çıkardığı kısa pes ses; aptalca hata, gaf, halk arasında yapılmış yüz kızartıcı hata
BLOOPER : English Turkish
n. gaf, aptalca hata, büyük hata, halk önünde yapılan yüz kızartıcı hata
BLOOZE : English Turkish
v. içki içmek, demlenmek, kafayı çekmek; sarhoş olmak, kafayı bulmak
BLOSSOM : English Turkish
v. çiçek açmak, çiçeklenmek, gelişmek
BLOSSOM : English Turkish
n. çiçek, ağaç çiçeği
BLOSSOM OUT : English Turkish
gelişmek, güzelleşmek, serpilmek
BLOSSOMING MARKET : English Turkish
canlanan piyasa, çiçek açan piyasa, gelişmekte olan piyasa, zenginleşen piyasa
BLOSSOMY : English Turkish
adj. çiçek açan, canlanan, zenginleşen
BLOT : English Turkish
n. leke, mürekkep lekesi, kara leke, ayıp
BLOT : English Turkish
v. kirletmek, mürekkep lekesi yapmak, lekelemek; kurutma kâğıdı ile kurutmak
BLOT ONE'S COPYBOOK : English Turkish
sicilini lekelemek, sicilini bozmak
BLOT OUT : English Turkish
silmek, karalamak, ortadan kaldırmak, gizlemek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani