English
BLOOD SEDIMENTATION : English Turkish
sedimantasyon
BLOOD SEDIMENTATION RATE : English Turkish
n. sedimantasyon hızı
BLOOD SERUM : English Turkish
serum, kan serumu, pıhtılaşmadan sonra kan pıhtısından ayrılan sarımsı sulu akışkan
BLOOD SPECIMEN : English Turkish
n. kan tahlili
BLOOD SPORTS : English Turkish
avcılık sporu, sürgün avı
BLOOD STREAM : English Turkish
kan akımı, can damarı
BLOOD SUGAR : English Turkish
kan şekeri, kan dolaşımında bulunan glikoz (basit şeker) (Tıp)
BLOOD SUGAR LEVEL : English Turkish
kan şekeri seviyesi, kan dolaşımında bulunan toplam glikoz (basit şeker) miktarı (Tıp) (100 mililitrede miligram olarak ifade edilir)
BLOOD TEST : English Turkish
kan testi, bir kan numunesinin test edilmesi (genellikle bir hastalık veya enfeksiyon durumunun belirlenmesi amacıyla)
BLOOD TRANSFUSION : English Turkish
kan nakli
BLOOD TYPE : English Turkish
kan grubu, kan tipi (O, AB vs)
BLOOD TYPES : English Turkish
kan grupları, kan tipleri, özelliklerine göre kanın sınıflandırılması (A, B vs)
BLOOD UNIT : English Turkish
kan ünitesi, belirli bir miktar kan
BLOOD UREA NITROGEN : English Turkish
kan üre azotu, (Tıp) metabolik işlem sırasında yaratılan ve kana boşaltılan atık (böbreklerin işlevlerini yerine getirdiklerinin bir belirtisi olabilir), BUN
BLOOD VENGEANCE : English Turkish
kan davası, kan intikamı, bir kimsenin ölümünden dolayı güdülen intikam, bir kimsenin ölümünün öcü
BLOOD VESSEL : English Turkish
damar, kan damarı
BLOOD VESSELS : English Turkish
kan damarları, kan kanalları, kanı vücut boyunca taşıyan kanallar
BLOOD WILL OUT : English Turkish
kan çıkacak
BLOOD WORKUP : English Turkish
kan tetkiki, kan taraması, bir kimsenin kanının durumunu inceleyen testler serisi
BLOOD-CURDLING SCREAM : English Turkish
kan dondurucu çığlık, tüyler ürpertici bağırış, korkutucu çığlık
BLOOD-RED : English Turkish
kan kırmızı, kan kırmızısı, kan gibi kırmızı, rengi oldukça kırmızı olan
BLOOD-SUCKER : English Turkish
n. kan emen, kan emici; vampir, yarasa; şantajcı, asalak (Argo)
BLOOD-THIRSTY : English Turkish
adj. kana susamış, yırtıcı, hunhar, şiddet yanlısı, kan dökmeye hevesli
BLOODBATH : English Turkish
n. kan banyosu, katliam, soykırım, kıyım
BLOODCURDLER : English Turkish
n. kan donduran, tüyler ürperten, panik yaratan, korkunç, derin korku veya dehşet yaratan şey (örneğin; "this mystery movie was a real bloodcurdler {bu esrarengiz film gerçekten kan dondurucuydu}")
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani