Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BLOODCURDLING : English Turkish

adj. tüyler ürpertici, insanın kanını donduran

BLOODCURDLING SIGHT : English Turkish

n. kan donduran sahne, tüyler ürperten manzara, korkunç manzara, dehşetengiz sahne

BLOODCURDLINGLY : English Turkish

adv. kan dondurarak, tüyler ürperterek, korkunç bir şekilde, dehşet verici bir şekilde

BLOODED : English Turkish

adj. safkan, cins, kanlı

BLOODEDNESS : English Turkish

n. Kanlılık, kanlı olma (sıcak, soğuk vs)

BLOODFIN : English Turkish

n. kırmızı yüzgeçleri olan ve Arjantin'e özgü küçük bir tatlı su balığı (ev akvaryumlarında yaygın olarak rastlanır)

BLOODGUILT : English Turkish

n. kanlı katil olma durumu, eli kanlı katil olma, kan döken olma durumu, katil olma durumu

BLOODGUILTINESS : English Turkish

n. kanlı katillik, eli kanlı katillik, kan döken olma durumu, katillik

BLOODHOUND : English Turkish

n. tazı, dedektif

BLOODIEST DAY : English Turkish

en kanlı gün, en çok insanın öldürüldüğü gün (bir savaş sırasında)

BLOODILY : English Turkish

adv. kanlı bir şekilde, gaddarca, hunharca, zalimce

BLOODINESS : English Turkish

n. gaddarlık, zalimlik

BLOODLESS : English Turkish

adj. kansız, cansız, hissiz, duygusuz, solgun, kan dökmeden yapılan

BLOODLESS REVOLUTION : English Turkish

kansız devrim, şiddet içermeyen devrim, şiddet olmadan yapılan devrim, kan dökülmeden yapılan devrim

BLOODLETTER : English Turkish

n. kan alan, kan alma uzmanı, tıbbi amaçlarla kan alan kimse

BLOODLETTING : English Turkish

n. kan alma (hastadan), kan dökme, katliam

BLOODLINE : English Turkish

n. nesil, soy, soy kütüğü, aile şeceresi

BLOODLUST : English Turkish

n. kana susamışlık

BLOODMOBILE : English Turkish

n. mobil kan, içinde tıp çalışanları bulunan ve bağışçılardan kan toplama üzere donatılmış olan motorlu araç

BLOODROOT : English Turkish

n. kan otu, gelincik familyasından yabani bir çiçek

BLOODS : English Turkish

n. Los Angeles'ta başlayan ve tüm Birleşik Devletler'e yayılan sokak çetesi (Crips'in baş rakibi)

BLOODSHED : English Turkish

n. katliam, kan dökme

BLOODSHEDDER : English Turkish

n. kan döken, kan dökmüş olan, katil, katliamcı, eli kanlı

BLOODSHEDDING : English Turkish

n. kan dökme, katliam, cinayet, kıyım

BLOODSHOT : English Turkish

adj. kanlamış (göz), kanlı (göz), kızarmış