English
BLONDE MOMENT : English Turkish
n. (Eğlendirici Argo) sersemce davranış sergilenen an, aptal sarışın gibi davranılan an, boş bulunulan an; çok kısa süren aptallık
BLONDIE : English Turkish
n. Sarışın, ünlü bir Amerikan pop müziği grubu
BLONDISH : English Turkish
adj. sarışınımsı, biraz sarışın, az çok sarışın
BLONDNESS : English Turkish
n. sarışınlık, ten ve saç renginin açık tonda olması
BLOOD : English Turkish
n. kan; kan bağı; huy, yapı, akrabalık
BLOOD AGENT : English Turkish
n. kan etmeni, amacı insan hücrelerine zarar verip oksijen emerek ölüme neden olan zehirli kimyasal madde, kan zehirleyici harp maddesi
BLOOD ANALYSIS : English Turkish
n. kan tahlili
BLOOD AND GUTS : English Turkish
adj. şiddet olayları, şiddet veya coşkunluk tanımlayan veya içeren; maddi gerçekler içeren; temel meseleler ve değerlerle ilgili
BLOOD AND IRON : English Turkish
amacın gerçekleştirilmesi için askerî güç kullanımı
BLOOD AND THUNDER : English Turkish
adj. vurdulu kırdılı
BLOOD AND THUNDER STORY : English Turkish
n. vurdulu kırdılı hikâye
BLOOD BANK : English Turkish
kan bankası
BLOOD BATH : English Turkish
kan banyosu, kan gölü, kanlı çarpışma, kanlı savaş
BLOOD BLISTER : English Turkish
n. kan oturması, kan veya kan serumu içerek kabarıklık
BLOOD BOOSTING : English Turkish
n. kan hızlandırma, kan dopingi, performansını yoğunlaştırmak ve yükseltmek için bir müsabakadan hemen önce bir sporcuya yasadışı bir şekilde oksijenli kan enjekte etme işlemi
BLOOD BROTHER : English Turkish
öz kardeş, kan kardeş
BLOOD CELL : English Turkish
n. kan hücresi
BLOOD CHOLESTEROL TEST : English Turkish
kan kolesterolü testi, kandaki kolesterol seviyesini belirleyen tıbbi test
BLOOD CIRCULATION : English Turkish
kan dolaşımı, kanın damarlar arterlerde hareket etmesi
BLOOD CLOT : English Turkish
kan pıhtısı, pıhtı
BLOOD COUNT : English Turkish
kan sayımı, belirli bir kan ünitesindeki alyuvarların ve akyuvarların sayısı; kanın mikroskopla incelenmesi
BLOOD DONATION : English Turkish
kan bağışı, kan desteği
BLOOD DONOR : English Turkish
kan veren kimse
BLOOD DOPING : English Turkish
n. kan dopingi, kan hızlandırma, performansını yoğunlaştırmak ve yükseltmek için bir müsabakadan hemen önce bir sporcuya yasadışı bir şekilde oksijenli kan enjekte etme işlemi
BLOOD FEUD : English Turkish
kan davası
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani