English
BLOCKAGE : English Turkish
n. tıkanıklık
BLOCKBUSTER : English Turkish
n. uçak bombası, çok etkili şey
BLOCKBUSTER® : English Turkish
n. kaset DVD ve bilgisayar oyunu kiralayan çok büyük bir zincir
BLOCKBUSTING : English Turkish
n. değeri düşeceği korkusu yaratarak ucuza kapatma, azınlıkların bölgeye taşınacakları ve emlak fiyatlarını düşüreceği ırkçı söylentilerini yayma yoluna başvurarak ev sahiplerini mülklerini düşük fiyata satmaya ikna etme
BLOCKED : English Turkish
adj. tıkalı, bloke edilmiş
BLOCKED ACCOUNT : English Turkish
loklanmış hesap, kullanımı durdurulmuş banka hesabı, kullanımı yasaklanmış banka hesabı
BLOCKER : English Turkish
n. engelleyici, önleyici, bloke eden şey, tutan şey, önleyen şey
BLOCKHEAD : English Turkish
n. ahmak, mankafa (Argo)
BLOCKHEADED : English Turkish
adj. aptal, ahmak, budala, mankafa, salak, dangalak
BLOCKHEADEDNESS : English Turkish
n. aptallık, ahmaklık, budalalık, mankafalık, salaklık, dangalaklık
BLOCKHOUSE : English Turkish
n. beton sığınak
BLOCKING : English Turkish
n. engel olma, bloke etme
BLOCKING UP : English Turkish
kapama, kapatma, tıkama, önleme, engelleme, köstekleme
BLOCKISH : English Turkish
adj. aptal, ahmak, salak; sıkıcı, donuk
BLOCKOUT : English Turkish
n. kaplama, bir objenin bir bölümünü veya tamamını kapatan ve bir etki veya reaksiyonu engelleyen koruyucu kaplama (boya kaplamasının suyun geçişini engellemesi gibi)
BLOCKS SET : English Turkish
n. blok seti
BLOCKY : English Turkish
adj. tıknaz, bodur
BLOG : English Turkish
n. blog, internet günlüğü, internet kullanıcılarının kişisel hobi ve tecrübelerini yazdıkları ve bunları diğer kullanıcılarla paylaştıkları çevrimiçi günlük; herkese açık olan ve kronolojik olarak web sitelerine yönlendiren linkler ile kişisel yorumlar içeren platform, weblog
BLOG : English Turkish
v. bir web üzerinde bloguna (çevrimiçi günlüğüne) yeni bilgi girmek, blog yazmak, bir bloga yazarlık yapmak, bir blogu güncellemek
BLOGGER : English Turkish
n. blogu (çevrimiçi günlük) tutan kimse, blogcu
BLOKE : English Turkish
n. herif, herifçioğlu (Argo)
BLOKEISH : English Turkish
adj. ortalama bir erkek gibi, erkeklerin bir arada bulunduklarında davranmaları gerektiği şekilde ortalama bir erkek gibi
BLOKEY : English Turkish
adj. duyarsız bir şekilde maskülen, izansız bir şekilde erkeksi
BLOND : English Turkish
adj. sarı, sarışın
BLONDE : English Turkish
n. sarışın, sarışın kız, ipek dantel
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani