Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BONNET : English Turkish

v. başlık giydirmek

BONNET : English Turkish

n. bone, kep, başlık, şapka; kapak; kaput

BONNET ROUGE : English Turkish

n. (Fransızca) "red cap (kırmızı şapka)", Fransız devrimcilerinin Fransız Devrimi sırasında taktıkları kırmızı şapka; devrimci, devrim yanlısı, devrim destekçisi; radikal kimse

BONNET SHARK : English Turkish

n. Atlantik Okyanusu ve Pasifik Okyanusu'nun sığ sularında yaşayan zararsız bir çekiç başlı köpekbalığı türü (shovelhead & bonnethead olarak da bilinir)

BONNETED : English Turkish

adj. boneli, şapkalı

BONNETHEAD : English Turkish

n. Atlantik Okyanusu ve Pasifik Okyanusu'nun sığ sularında yaşayan zararsız bir çekiç başlı köpekbalığı türü (shovelhead & bonnet shark olarak da bilinir)

BONNIE : English Turkish

n. bir kadın adı

BONNIE : English Turkish

adj. güzel, çekici, sevimli (İskoçça); hoş, keyif veren, zevkli (Britanya İngilizcesi); sağlıklı

BONNIE AND CLYDE : English Turkish

Bonnie ve Clyde, 1920'ler boyunca pek çok suça (hırsızlık, cinayet vs) bulaşmış kötü namlı kanun kaçağı Amerikalı bir çift

BONNINESS : English Turkish

n. güzellik, çekicilik, sevimlilik (İskoçça); hoşluk, keyif veren nitelikte olma durumu, zevkli olma durumu (Britanya İngilizcesi); sağlıklılık

BONNY : English Turkish

adj. güzel, sevimli, hoş; sağlıklı, gürbüz

BONNYCLABBER : English Turkish

n. kaymaklı süt, kaymak tutmuş süt, ekşi ve koyu süt; kesilmiş süt; bira ve yayık ayranı karışımı içmek

BONOBO : English Turkish

n. cüce şempanze, pigme şempanze, anavatanı Zaire olan küçük bir şempanze türü (tehdit altındaki türler listesinde yer almaktadır)

BONSAI : English Turkish

n. özel bir saksı içerisinde özel tekniklerle budanarak estetik görüntü kazandırılmış ağaç veya bitki; Çin'de ortaya çıkmış ve Japonya'da mükemmelleştirilmiş olan ve ağaç veya bitkileri özel saksılar içerisinde özel tekniklerle budayarak estetik görüntü kazandırma sanatı

BONUM : English Turkish

n. (Latince) "summum bonum" (highest good {yüce iyilik}) deyiminin bir bölümü

BONUS : English Turkish

n. bonus, teşvik primi, ikramiye, prim, kâr payı; sürpriz

BONUS INFORMATION : English Turkish

onus bilgi, ekstra bilgi, fazladan bilgi, ilave bilgi, ek bilgi

BONUS MILES : English Turkish

onus mil, ekstra mil, fazladan mil, ilave mil, ek mil, havayolu şirketlerinin yolculuk edilen mil ile orantılı olarak verdikleri ödül mil

BONUS POINTS : English Turkish

onus puanlar, ekstra puanlar, fazladan puanlar, ilave puanlar, ek puanlar, daha sonra hediye almak veya indirimlerden faydalanmak üzere müşterilere verilen puanlar

BONUS SHARE : English Turkish

onus dağıtımı, bonus olarak verilen hisse dağıtımı

BONUS SHARES : English Turkish

onus pay, bonus hisse, hediye olarak alınan ekstra hisse

BONY : English Turkish

adj. kemiksi, kemik gibi, kemikli, kılçıklı, kemikleri çıkmış

BONZE : English Turkish

n. budist rahip

BONZER : English Turkish

adj. harika, müthiş, mükemmel (Avustralya Argosu)

BOO : English Turkish

n. yuhalama, ıslıklama