Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BONELAZY : English Turkish

adj. tembel, uyuşuk

BONELESS : English Turkish

adj. kemiksiz, kemikleri olmayan, içinde kemik bulunmayan

BONELET : English Turkish

n. kemikçik, küçük kemik

BONELIKE : English Turkish

adj. kemiksi

BONER : English Turkish

n. pot, gaf

BONES : English Turkish

n. iskelet, zar

BONESET : English Turkish

n. tedavi edici özellikleri bulunan uzun ömürlü bir Kuzey Amerika papatyası

BONESETTER : English Turkish

n. çıkıkçı, kırıkçı

BONESHAKER : English Turkish

n. külüstür araba, çok sarsan araba

BONEYARD : English Turkish

n. mezarlık, otomobil mezarlığı

BONFIRE : English Turkish

n. şenlik ateşi, açıkta yakılan ateş; yaprakları yakma

BONGACIOUS : English Turkish

adj. abartılı ve sosyetik şey

BONGO : English Turkish

n. bongo, Afrika antilobu

BONHOMIE : English Turkish

n. tatlılık, hoşluk, neşelilik

BONIATO : English Turkish

n. tatlı patates

BONIFACE : English Turkish

n. otelci, hancı

BONIFICATION : English Turkish

n. bonus; ödeme, tazminat; indirim, iskonto; iyileştirme, düzeltme, ıslah, geliştirme

BONIN : English Turkish

n. bir soyadı

BONINESS : English Turkish

n. kemiklilik, kemik baskınlığı durumu, zayıflık, sıskalık, kuruluk, süzgünlük

BONITO : English Turkish

n. palamut [zool.]

BONJOUR : English Turkish

interj. iyi günler, merhaba, selamlar (Fransızca)

BONK : English Turkish

v. vurmak, çarpmak, tokatlamak; (Kaba Britanya Argosu) cinsel ilişkiye girmek

BONKERS : English Turkish

adj. deli, çılgın

BONN : English Turkish

n. batı Almanya'da bulunan bir şehir; eski Batı Almanya'nın başkenti (1990'a kadar)

BONNE AMIE : English Turkish

kadın arkadaş; kadın seven, kadın âşık