English
BONE DUST : English Turkish
kemik tozu, kemik külü, kemik unu, kemik yakılmasından elde edilen ve gübre olarak kullanılan beyaz toz
BONE GLUE : English Turkish
n. kemik tutkalı
BONE HEADED : English Turkish
adj. kalın kafalı, mankafa, dangalak
BONE IDLE : English Turkish
adj. çok tembel, sultani tembel, tembel teneke, miskini köşe kadısı, yapısal bir şekilde tembel olan kimse (Gayriresmî)
BONE IN THE THROAT : English Turkish
n. boğazda kemik, rahatsızlık veya iğreti veren şey
BONE LAZY : English Turkish
adj. çok tembel, sultani tembel, tembel teneke, miskini köşe kadısı, yapısal bir şekilde tembel olan kimse (Gayriresmî)
BONE MARROW : English Turkish
kemik iliği, ilik, kemiklerin orta kısmında bulunan ve kan hücreleri üreten yumuşak doku
BONE MEAL : English Turkish
kemik yemi
BONE OF CONTENTION : English Turkish
anlaşmazlık sebebi, ihtilaf konusu, tartışmalı nokta
BONE SCAN : English Turkish
kemik taraması, kemiklerin fotoğraflarını çeken tıbbi inceleme süreci
BONE STRUCTURE : English Turkish
kemik yapısı; bir kimsenin veya organizmanın kemikler, tarafından oluşturulan çerçeve
BONE TO PICK : English Turkish
çözülmesi gereken sorun, baş edilmesi gereken mesele, bir şikâyet veya tartışmaya konu olan önemli nokta
BONE UP : English Turkish
sınava çalışmak, ineklemek, bir sınav öncesi çok çalışmak
BONE UP ON : English Turkish
çok çalışmak, ineklemek
BONE UP ON A SUBJECT : English Turkish
v. (Argo) bir konuyu kısa bir zaman içinde büyük çabayla incelemek, çok çalışmak, ineklemek
BONE-HEAD : English Turkish
n. salak kimse, dangalak, denyo, kalın kafalı, kemik kafalı
BONEBLACK : English Turkish
n. şistli kömür; yanık kemiklerden yapılan siyah boya
BONEBREAKER : English Turkish
n. Güney Avrupa ve Asya ile Kuzey Afrika'nın yüksek dağlarında yaşayan büyük bir akbaba
BONED : English Turkish
adj. kemikli, kılçıklı
BONED FISH : English Turkish
n. kılçıklı balık
BONEDUST : English Turkish
n. kemik tozu, kemik külü, kemik unu, kemik yakılmasından elde edilen ve gübre olarak kullanılan beyaz toz
BONEFISH : English Turkish
n. kemik balığı, bir balık türü
BONEHEAD : English Turkish
n. kalın kafal (Argo)ı, mankafa, dangalak (Argo)
BONEHEADED : English Turkish
adj. salak kimse, dangalak, denyo, kalın kafalı, kemik kafalı
BONEHEADEDNESS : English Turkish
n. salaklık, salak olma durumu, dangalaklık, denyoluk, kalın kafalılık, kemik kafalılık
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani