Multilingual Turkish Dictionary English

BOMBPROOF : English Turkish

adj. bombaya dayanıklı

BOMBSHELL : English Turkish

n. sürpriz, bomba etkisi yapan şey

BOMBSHELTER : English Turkish

n. bomba sığınağı, sığınak, bomba saldırılarına karşı koruma sağlayan sığınak

BOMBSIGHT : English Turkish

n. bombalama vizörü, güdüm, bir bombayı otomatik olarak hedefine yönlendiren aygıt (hava araçlarında)

BOMBSITE : English Turkish

n. bombalama yeri, bombalanan yer, içinde bulunan tüm yapı ve binaların bomba ile tahrip edildiği boş alan

BON : English Turkish

adj. iyi, güzel, elverişli, sevecen (Fransızca)

BON AMI : English Turkish

arkadaşım, benim arkadaşım (Fransızca)

BON APPETIT : English Turkish

afiyet olsun

BON APPETIT! : English Turkish

Afiyet olsun! iyi bir yemek dilerim (Fransızca)

BON APPETITE : English Turkish

interj. afiyet olsun

BON MOT : English Turkish

nükteli söz

BON POUR AVAL : English Turkish

(Fransızca) "good as aval (garantili)", garantili, teminatlı, onaylı, tasdikli

BON SOIR : English Turkish

iyi akşamlar (Fransızca)

BON TON : English Turkish

kibar tavır, nazik davranış, nezaket, incelik; iyi bir izlenim veren tarz, iyi bir görüntü sergileyen stil

BON VIVANT : English Turkish

hedonist, iyi yaşamayı seven, eğlence arayan, zevk arayan

BON VOYAGE : English Turkish

iyi yolculuklar, yolun açık olsun, yolunuz açık olsun (Fransızca)

BONA : English Turkish

adj. iyi, güzel, hoş (Latince)

BONA FIDE : English Turkish

gerçek, hakiki, iyi niyetli, içten

BONA FIDE ERROR : English Turkish

iyi niyetli hata, gerçek hata, hüsnüniyetli hata

BONA FIDE OWNER : English Turkish

n. iyi niyetli kimse

BONA FIDE PURCHASER : English Turkish

gerçek alıcı, samimi alıcı, hakiki alıcı, gerçekten alma amacı olan kimse

BONA FIDES : English Turkish

iyi niyet, samimiyet

BONA VACANTIA : English Turkish

sahipsiz, sahibi olmayan, boş

BONAIRE : English Turkish

n. Karayip Denizi'nde Hollanda Antilleri'nde yer alan bir ada

BONANZA : English Turkish

adj. verimli, zengin