Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BOLTHOLE : English Turkish

n. sığınak, bir hayvanın güvenlik için kaçabileceği delik; bir askerin içinde saklanabileceği veya uyuyabileceği duvarda bulunan delik; kaçış rotası, kaçış yolu, güvenliğe çıkan yol

BOLTING : English Turkish

n. sürgüleme, sürgü ile kapatma, sürgü ile kilitleme, cıvatalama; un eleme

BOLTROPE : English Turkish

n. gıradin, gıradin halatı (Denizcilik) kuvvetlendirmek ve yırtılmasını engellemek amacıyla yelkenin alt bölümü boyunca dikilen ip

BOLUS : English Turkish

n. büyük hap

BOMA : English Turkish

n. Zaire'de Kongo Nehri üresinde bir şehir

BOMA : English Turkish

n. etrafı çevrili yer (orta ve doğu Afrika'da); orta ve doğu Afrika'da polis karakolu; batı Afrika'ya özgü büyük bir zehirsiz yılan; Brezilya boa yılanı

BOMB : English Turkish

n. bomba, fiyasko, başarısızlık

BOMB : English Turkish

v. bombalamak, bombardıman etmek; fiyasko ile sonuçlanmak, başarısızlığa uğramak,

BOMB ATTACK : English Turkish

n. bombalı saldırı

BOMB BAY : English Turkish

n. bomba yuvası

BOMB DISPOSAL : English Turkish

ombayı etkisiz hale getirme, bomba imhası

BOMB DISPOSAL : English Turkish

omba imha, bombanın parçalara ayrılması ve etkisizleştirilmesi

BOMB LINE : English Turkish

omba hattı, bir harita üzerinde düşman kuvvetlerinin kara kuvvetlerini gösteren hat

BOMB LOAD : English Turkish

omba yükü, bir bombacı tarafından taşınan bomba yükü

BOMB RACK : English Turkish

omba askısı, bir hava aracında bomba taşımak için kullanılan araç

BOMB RELEASE POINT : English Turkish

omba bırakma noktası, bombaların bir uçaktan bırakıldığı yer

BOMB SCARE : English Turkish

n. bomba patlama tehlikesi

BOMB SHELTER : English Turkish

n. bomba sığınağı, sığınak, bomba saldırılarından korunmak için kullanılan sığınak

BOMB SITE : English Turkish

n. bombalanmış yer

BOMB SQUAD : English Turkish

n. bomba imha ekibi

BOMB UP : English Turkish

omba ile donatmak (uçak)

BOMB-RESISTANT : English Turkish

omba geçirmez, bombalara karşı dirençli, bombaların oluşturacağı hasara karşı korunaklı

BOMBA TSUR : English Turkish

n. (
1979) İsrailli aktör ve şarkıcı

BOMBARD : English Turkish

v. bombalamak, bombardıman etmek; topa tutmak, yağmuruna tutmak, sıkıştırmak

BOMBARDIER : English Turkish

n. bombardımancı, topçu, topçu çavuşu