Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BRISK : English Turkish

adj. hareketli, canlı, çevik, enerjik, sert (hava)

BRISK UP : English Turkish

canlandırmak

BRISKEN : English Turkish

v. canlı olmak; hızlı olmak; hayat dolu olmak; birşeylerin çabucak olmasına neden olmak

BRISKET : English Turkish

n. göğüs eti, göğüs, döş

BRISKLY : English Turkish

adv. çabucak, enerjik bir şekilde

BRISKNESS : English Turkish

n. sürat, hızlılık, çabukluk, aktiflik, canlılık

BRISLING : English Turkish

n. ringa yavrusu, çaçabalığı yavrusu

BRISTLE : English Turkish

n. sert kıl, domuz kılı, kıl

BRISTLE : English Turkish

v. diken diken olmak (saç); dolu olmak

BRISTLE UP : English Turkish

v. sinirlenmek

BRISTLELIKE : English Turkish

adj. diken gibi, sert ve katı şaç şeklinde

BRISTLETAIL : English Turkish

n. uzun dikenli/sert tüylü kuyruğu olan fakat kanatları olmayan küçük bir böcek

BRISTLING : English Turkish

n. ringa yavrusu, çaçabalığı yavrusu

BRISTLY : English Turkish

adj. kıl gibi, kıllı, kılımsı; öfkeli, sinirli; idare edilmesi güç

BRISTOL : English Turkish

n. güneybatı İngiltere'de bir şehir; Birleşik Devletler'de bir dizi şehrin adı

BRISTOL BAY : English Turkish

n. Bristol Körfezi, Berin Denizi'nin güneybatı Alaska'da yer alan bir kolu

BRISTOL BOARD : English Turkish

n. Bristol karton, pürüzsüz ve cilasız bir yüzeyi olan düz sert kâğıt

BRISTOLS : English Turkish

n. (kaba İngiliz argosu) kadının gögüsleri

BRIT : English Turkish

n. (Britanya) Amerikan Grammy Ödülleri'nin benzeri bir ödül töreni

BRIT : English Turkish

n. britanyalı, İngiliz

BRIT. : English Turkish

n. "Britain (Britanya)", Büyük Britanya (Fransa kıyılarında bulunan ve üzerinde İngiltere İskoçya ve Galler'in yer aldığı ada)

BRITAIN : English Turkish

n. Britanya

BRITANNIA : English Turkish

n. Britanya

BRITANNIA METAL : English Turkish

Britanya metali, sert ve beyaz bir bakır kalay ve antimon alaşımı (yaygın olarak yemek takımı üretiminde kullanılır)

BRITANNIC : English Turkish

adj. Britanya ile ilgili