Multilingual Turkish Dictionary

English

English
COCCID SCALE INSECTS : English Turkish

zirai ürünlere zarar veren pula benzer böcek türü

COCCIDIOIDOMYCOSIS : English Turkish

n. belirli bir mantarın sporlarının neden olduğu ve insanları ve bazı hayvanları etkileyen hastalık

COCCIDIOSIS : English Turkish

n. kuşlar ve yerel hayvanların telef olmasına sebep olan bağırsak hastalığı

COCCOBACILLUS : English Turkish

n. bakteri türü

COCCOID : English Turkish

adj. yuvarlak, daire şeklinde, küresel

COCCOIDAL : English Turkish

adj. yuvarlak, daire şeklinde, küresel

COCCUS : English Turkish

n. koküs (bakteri), içli çekirdek

COCCYX : English Turkish

n. kuyruksokumu kemiği, koksiks

COCHIN : English Turkish

n. Kerala eyaletinde (güneybatı Hindistan) ana liman ve kasaba

COCHIN : English Turkish

n. kalın tüyleri ve tüylü bacakları olan Asya'da geliştirilen kümes hayvanı türü

COCHIN CHINA : English Turkish

n. Cochin Çin, Vietnam'da güney Fransız Hinduçini'nin eski bir eyaleti olan bölge

COCHIN CHINA : English Turkish

n. kalın tüyleri ve tüylü bacakları olan Asya'da geliştirilen kümes hayvanı türü

COCHINEAL : English Turkish

n. kırmız böceği; kırmız, kırmız böceği boyası, kırmızı boya

COCHINEAL DYE : English Turkish

n. kırmız

COCHINEAL INSECT : English Turkish

n. kırmız böceği

COCHLEA : English Turkish

n. koklea, kulak salyangozu

COCHLEAR : English Turkish

adj. kulak salyangozu (iç kulağın bölümü) ile alakalı

COCHLEARE : English Turkish

adj. kaşık dolusu (Farmakoloji)

COCHLEARIFORM : English Turkish

adj. kaşığa benzeyen

COCK : English Turkish

n. horoz, erkek av kuşu; rüzgâr gülü; musluk; önder, lider; zırva, saçmalık; martaval, ot yığını, saman yığını

COCK : English Turkish

v. kurmak, hazır duruma getirmek; dikmek; tetiğe almak

COCK A HOOP : English Turkish

coşkulu, neşeli, darmadağınık

COCK A SNOOK AT : English Turkish

nanik yapmak

COCK AND BULL STORY : English Turkish

n. kurtmasalı, palavra, martaval

COCK CROW : English Turkish

horozun ötüşü; şafak