Multilingual Turkish Dictionary

English

English
COCK FIGHT : English Turkish

n. horoz dövüşü

COCK OF THE EYE : English Turkish

n. gözetme, göz kırpma

COCK OF THE WALK : English Turkish

n. bir gruba hakim olan kimse veya şey

COCK OF THE WOOD : English Turkish

n. çalı horozu, iri siyah Avrupa orman tavuğu

COCK ONE'S EARS : English Turkish

v. kulak kabartmak, kulak kesilmek

COCK ONE'S EYE AT : English Turkish

v. gözetmek, göz kırpmak

COCK ONE'S HAT : English Turkish

şapkayı yan giymek, şapkayı yan yatırmak

COCK SHAKER : English Turkish

n. şeykır, kokteyl çalkalama kabı

COCK SHY : English Turkish

n. nişan tahtası, boy hedefi, hedef

COCK UP : English Turkish

n. karmakarışıklık, dağınıklık

COCK UP THE NOSE : English Turkish

v. burnu havada olmak, havalarda olmak

COCK-A-DOODLE-DOO : English Turkish

horoz ötüşü

COCK-A-HOOP : English Turkish

neşeli bir şekilde, mutlu bir şekilde, hayatından memnun bir şekilde, eğlenceli bir şekilde

COCK-AND-BULL STORY : English Turkish

n. uydurma hikaye, yalan, masal anlatma

COCK-EYED : English Turkish

adj. şaşı, şaşı gözleri olan; eğri büğrü, yana yatık, düz olmayan

COCK-EYES : English Turkish

n. çaprazlaşmış gözler, şaşı gözler

COCK-LIKE : English Turkish

ir horoza benzeyen, horoz gibi

COCKADE : English Turkish

n. kokart, şapkaya takılan rozet

COCKADOODLEDOO : English Turkish

n. kukiruku

COCKAIGNE : English Turkish

n. tembellik diyarı, rahatlık ve huzur diyarı

COCKALORUM : English Turkish

n. kendini öven kimse, kibirli kendini beğenmiş kimse, böbürlenen kimse

COCKAMAMIE : English Turkish

adj. çılgın, komik, gülünç, aptalca, anlamsız (Argo)

COCKATIEL : English Turkish

n. ibikli küçük Avustralya papağanı

COCKATOO : English Turkish

n. kakadu, rengârenk bir papağan türü

COCKATRICE : English Turkish

n. efsanevi yılan, horoz yumurtasından çıkan yılan