English
CONTESTATION : English Turkish
n. tartışma, yarışma, çekişme, inkâr
CONTESTER : English Turkish
n. yarışmacı, rakip; meydan okuyan kimse, karşı koyan kimse
CONTEXT : English Turkish
n. bağlam, sözün gelişi, kaynak, şartlar, durum
CONTEXT MENU : English Turkish
n. içerik menüsü, açılır menü, grafik kullanıcı arabiriminde etkinleştirildikten sonra geçici olarak görünen menü, komutlar listesi veya seçenekler (örneğin, sağ fare düğmesini tıklamak, orta fare tuşuna tıklama ile yapılan işlem, vs.)
CONTEXT SENSITIVE HELP : English Turkish
ağlam duyarlı yardım, kullanıcının geçerli durumuna uyan içerikler ile yardım ekranı
CONTEXTUAL : English Turkish
adj. sözün gelişine göre
CONTEXTUALISATION : English Turkish
n. bağlamlama, bir kelimeyi veya ifadeyi bir bağlama yerleştirme eylemi veya süreci; bir fikri veya eylemi uygun bir bağlama yerleştirme (ayrıca contextualization)
CONTEXTUALISE : English Turkish
v. bağlamlamak, bir kelimeyi veya ifadeyi bir bağlama yerleştirmek; bir fikri veya eylemi uygun bir bağlama yerleştirmek (ayrıca contextualize)
CONTEXTUALIZATION : English Turkish
n. bağlamlama, bir kelimeyi veya ifadeyi bir bağlama yerleştirme eylemi veya süreci; bir fikri veya eylemi uygun bir bağlama yerleştirme (ayrıca contextualisation)
CONTEXTUALIZE : English Turkish
v. bağlamlamak, bir kelimeyi veya ifadeyi bir bağlama yerleştirmek; bir fikri veya eylemi uygun bir bağlama yerleştirmek (ayrıca contextualise)
CONTEXTUALLY : English Turkish
adv. sözün gelişine göre
CONTEXTURE : English Turkish
n. dokuma, kumaş, yapı, bünye, düzen
CONTIGUITY : English Turkish
n. yakınlık, komşuluk, bitişiklik; temas
CONTIGUOUS : English Turkish
adj. yakın, bitişik, komşu, sınırdaş
CONTIGUOUSLY : English Turkish
adv. bitişik olarak, sınırdaş bir şekilde, bitişik bir şekilde
CONTIGUOUSNESS : English Turkish
n. bitişiklik, civar, yakınlık, sıklık, sınırlar paylaşma
CONTINENCE : English Turkish
n. ılımlılık, ölçülülük; kendini tutma
CONTINENCY : English Turkish
n. kendini tutma, kendine hakim olma, öz disiplin; bir kimsenin cinsel istekleri ve tutkularına hakim olması
CONTINENT : English Turkish
n. kıta, anakara, avrupa kıtası; britanya ve İrlanda haricindeki avrupa kıtası
CONTINENT : English Turkish
adj. kendine hakim, ölçülü
CONTINENTAL : English Turkish
n. Avrupalı, İngilizler ve İrlandalılar haricindeki avrupalı
CONTINENTAL : English Turkish
adj. karasal, kıtasal, kıta, Avrupa ile ilgili, Avrupai
CONTINENTAL : English Turkish
adj. kıtasal, kıtaya ait veya ilgili olan
CONTINENTAL AIRLINES : English Turkish
Anayurt Havayolları, Houston (Texas) merkezli önde gelen bir Amerikan havacılık şirketi
CONTINENTAL ARMY : English Turkish
n. Anayurt ordusu, Amerikan Devrimi sırasındaki Amerikan ordusu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani