Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CONTINUANT : English Turkish

n. sürekli ünsüz

CONTINUATION : English Turkish

n. devam, arka, devam etme, sürdürme, sürme, uzatma, temdit

CONTINUATION OF THE PEACE PROCESS : English Turkish

arış sürecini sürdürme, barış sürecini tamamlama, barış sürecinin yükümlülüklerini yerine getirmeye devam etme

CONTINUATION SCHOOL : English Turkish

akşam okulu, boş zamanlarda gidilen okul

CONTINUATOR : English Turkish

n. sürdüren kimse veya şey, devam ettiren kimse veya şey

CONTINUE : English Turkish

v. devam etmek, sürmek, sürdürmek, uzatmak; uzamak, kalmak, ertelemek

CONTINUE AS PLANNED : English Turkish

planlandığı gibi devam etmek, belirlendiği şekilde devam etmek, planlandığı gibi sürdürmek

CONTINUED : English Turkish

adj. devamlı, devam eden, aralıksız

CONTINUED EXISTANCE : English Turkish

n. devam, var olma

CONTINUED FRACTION : English Turkish

sürekli kesir, paydasının kesir olduğu kesir, paydasının kesir olduğu kesir, ve saire

CONTINUED IN NEXT POST : English Turkish

Sonraki İletide Devam Ediyor, mesajın geri kalan kısmı bir sonraki iletide bulunmaktadır (bir sohbet grubunda yazarken çok uzun bir metni birkaç parçaya ayırma konusunda kullanışlı bir ifade), CNP

CONTINUER : English Turkish

n. devam eden kimse veya şey, süren kimse veya şey

CONTINUING : English Turkish

adj. devam eden

CONTINUING BREACH : English Turkish

sürekli ihlal etmek, bir dönem boyunca bir kanuna uymamak, tek seferlik olay olmayan uymamak

CONTINUING EDUCATION : English Turkish

sürekli eğitim, sadece yarı zamanlı eğitim görebilen ve bir derece almaya yönelik olmadan bilgilerini arttırmak isteyen öğrenciler için tasarlanmış olan kolej veya üniversite dersleri programı

CONTINUITY : English Turkish

n. devamlılık, süreklilik, akıcılık; mantıksal bağ; senaryo, program metni; kolay anlaşılan şey

CONTINUITY INTEREST : English Turkish

sürekli faiz, kesintisiz olarak biriken faiz (aylık, vs. yerine)

CONTINUITY OF THE DELIBERATION : English Turkish

müzakerenin sürekliliği, bir tartışmayı başından sona kadar idare etmek

CONTINUITY WRITER : English Turkish

n. senaryo yazarı, metin yazarı

CONTINUOUS : English Turkish

adj. devamlı, sürekli, aralıksız, devam eden, zincirleme

CONTINUOUS COMPOUNDING : English Turkish

sürekli bileşik faiz, daha önce gerçekleştirilen ana para ve faize göre faiz hesaplama yöntemi

CONTINUOUS FIRE : English Turkish

sürekli ateş, devamlı olarak yanan ateş, hiçbir zaman sönmeyen ateş

CONTINUOUS FORMS PAPER : English Turkish

yazıcı kağıdı, tüm yaprakların delikli bir çizgi ile uç uca takılı oldukları kağıt türü

CONTINUOUS LINKAGE : English Turkish

sürekli bağlantı, bir önceki hesap gibi aynı enflasyon oranına veya aynı dolar kuruna bağlı olan mevduat hesabı

CONTINUOUS PAPER : English Turkish

ulo kâğıt