Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CRUMMY : English Turkish

adj. köhne, tiksindirici; daha aşağı nitelikte olan

CRUMP : English Turkish

n. crump, şiddetli darbe; pat sesi; çıtırdama sesi; yüksek mermi patlaması sesi

CRUMP : English Turkish

v. crump, pat sesi çıkartmak; çıtırdama sesi yapmak; şiddetlice vurmak

CRUMPET : English Turkish

n. kızarmış hamur tatlısı; seksi kadın, fıstık (Argo)

CRUMPLE : English Turkish

v. buruşturmak, buruşmak, kırışmak; çökmek, düşmek, devirmek, çökertmek

CRUMPLE UP : English Turkish

v. buruşturmak, kırıştırmak, çökmek, düşmek

CRUMPLED : English Turkish

adj. buruşuk

CRUMPLED UP : English Turkish

çökmüş, içi bozulmuş

CRUNCH : English Turkish

n. çatırtı, hışırtı, çıtırtı; çıkmaz, zor durum

CRUNCH : English Turkish

v. çıtırdamak, kıtır kıtır yemek; hışırdamak; çiğnemek, ezmek

CRUNCHER : English Turkish

n. katır kutur yiyen kimse, hart hurt çiğneyen kimse; kıtır kıtır yiyen veya öğüten kimse veya şey

CRUNCHINESS : English Turkish

n. gevreklik, çıtır çıtır olma, kırılganlık

CRUNCHING : English Turkish

n. hatır hutur yeme, öğütme, dişleriyle çiğneme

CRUNCHY : English Turkish

adj. çıtırdak, gevrek, çıtır çıtır, kıtır kıtır

CRUNK : English Turkish

n. crunk, popüler ifadelerin ve öğelerin tekrarlandığı ve bağırıldığı bir hip hop veya rap müzik türü

CRUNK : English Turkish

v. çılgınca bağırmak, turna gibi bağırmak (suda yürüyen büyük kuş)

CRUNK : English Turkish

adj. crunk, (Argo) heyecanlı ve eğlenceli; deli ve sarhoşmuş gibi uyarılan ve harekete geçen

CRUOR : English Turkish

n. pıhtılaşmış kan, pıhtılaşmış kan, kan pıhtısı, bir yaradan akmış pıhtılaşmış kan

CRUPPER : English Turkish

n. at sağrısı, kuskun

CRURAL : English Turkish

adj. bacağa ait

CRUS : English Turkish

n. bacak

CRUSADE : English Turkish

n. haçlı seferi, savaş

CRUSADE : English Turkish

v. savaşa katılmak, mücâdele etmek

CRUSADER : English Turkish

n. haçlı, mücâdeleci

CRUSE : English Turkish

n. küp, testi, toprak kap