Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CUT IT : English Turkish

aşarıya ulaşmak, başarmak, becerdi; gereken kalite seviyesine ulaştı

CUT IT FINE : English Turkish

ucu ucuna yetişmek, son anda yetişmek

CUT IT OUT : English Turkish

kes, bırak, yapma

CUT IT OUT! : English Turkish

kes artık! dur! yeter!

CUT IT SHORT, PLEASE : English Turkish

kısa kesin lütfen

CUT LOOSE : English Turkish

çözmek, açmak, sökmek, baskıdan kurtarmak, kendini tutmamak, vazgeçmek, ayrılmak, cıvıtmak

CUT LUNCH : English Turkish

n. cut lunch, (Avustralya) yemek kutusu, paketlenmiş öğle yemeği, başka bir yerde yenmesi için paketlenmiş hafif öğle yemeği

CUT NO ICE : English Turkish

v. inandıramamak, etkileyememek; etkilemeyi başaramamak; fayda etmemek, önemi olmamak

CUT OFF : English Turkish

v. kesmek, kesip koparmak, ayırmak, koparmak, son vermek, yok etmek, imha etmek, mahrum bırakmak

CUT OFF A CORNER : English Turkish

kestirmeden gitmek, kısa yol yapmak, daha kısa mesafeden geçmek

CUT OFF FROM CIVILIZATION : English Turkish

medeniyet ile ilişkisi olmayan, uygarlıktan soyutlanmış olan, modern dünyadan ayrılmış olan

CUT OFF HIS WILL : English Turkish

vasiyetinden çıkarttı, mirastan yoksun bıraktı, vasiyetinde bahsetmedi

CUT OFF IN HIS PRIME : English Turkish

hayatının baharında öldü, halen genç ve güçlü olduğu bir zamanda öldü

CUT OFF IN ITS PRIME : English Turkish

en parlak döneminde bıraktı, en iyi olduğu zaman bıraktı veya son verdi

CUT OFF ONE'S NOSE TO SPITE ONE'S FACE : English Turkish

v. papaza kızıp oruç bozmak, karşı kimseye zarar vermek için kendine zarar vermek

CUT OFF WITH A SHILLING : English Turkish

miraz bırakmamak, vasiyetinde çok az ve hiç miras bırakmamak

CUT ONE'S COAT ACCORDING TO CLOTH : English Turkish

ayağını yorganına göre uzatmak

CUT ONE'S OWN THROAT : English Turkish

indiği dalı kesmek, kendi gırtlağını kesmek

CUT ONE'S SUIT ACCORDING TO ONE'S CLOTH : English Turkish

ayağını yorganına göre uzatmak

CUT ONE'S WISDOM TEETH : English Turkish

olgunlaşmak

CUT ONESELF LOOSE : English Turkish

v. baskıdan kurtulmak

CUT OPEN : English Turkish

kesip açmak

CUT OUT : English Turkish

kesip çıkarmak, biçmek, yenmek, gölgede bırakmak, uzatmamak, kesmek, ayırmak, sürüden uzaklaştırmak, sollamak amacıyla şerit değiştirmek, oyundan çıkmak

CUT OUT A WINDOW : English Turkish

pencere için yer ayırmak, duvarda pencere için cam yer hazırlamak

CUT OUT AREA : English Turkish

ayrılmış olan bölge, ateşli silah kullanımın yasak olduğu özel bölge