Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DEEPAWALI : English Turkish

n. Diwali, Divali, Ekim veya Kasım ayında dört gün boyunca lambalar yakılarak şeytana karşı zafer ve karanlığa karşı ışığın kutlandığı dinî bir Hindu "ışık festivali"

DEEPEN : English Turkish

v. derinleştirmek, derinleşmek; koyulaştırmak, koyulaşmak; artırmak, artmak; şiddetlenmek

DEEPENED THE GULF BETWEEN THEM : English Turkish

aralarındaki uçurumu derinleştirdi, aralarındaki uzaklaşmayı büyüttü, aralarındaki görüş ayrılıklarını çoğalttı, aralarında daha çok sorun yarattı

DEEPENING : English Turkish

n. derinleşme, daha derin olma, derinleştirme veya çok derin yapma süreci

DEEPFREEZE : English Turkish

n. derin dondurucu, yiyeceklerin dondurulduğu ve çok düşük sıcaklıklarda saklandıkları buz dolabı

DEEPFREEZE : English Turkish

v. dondurup saklamak, bir şeyi hızlı bir şekilde dondurmak ve çok düşük sıcaklıklarda saklamak

DEEPLY : English Turkish

adv. derinden; içten; çok, son derece

DEEPLY AFFECTED : English Turkish

üyük ölçüde sarsılmış, çok etkilenmiş, son derinden etkilenmiş

DEEPLY DEPRESSED : English Turkish

üyük bunalımda, çok umutsuz, melankolik, son derece kederli

DEEPLY HURT : English Turkish

kalbi çok kırılmış, son derece kırgın

DEEPLY INVOLVED IN : English Turkish

aşırı derecede ilgili olmak, büyük ölçüde bulaşmış

DEEPLY READ : English Turkish

adj. çok okumuş, bilgili

DEEPLY ROOTED IN : English Turkish

çok derinde bulunan, sıkıca içine sokulmuş, sıkıca için yerleşmiş

DEEPNESS : English Turkish

n. derinlik; koyuluk; karanlık; enginlik; akıllılık, zekâ; boğukluk

DEER : English Turkish

n. geyik, geyik benzeri hayvan; karaca

DEER FLY FEVER : English Turkish

pahvat vadisi humması, tavşan humması, tularemi, insanlara böcekler aracılığıyla veya enfekte olmuş hayvanlar elleme ile bulaşan hayvanlarda görülen bakteriyel hastalık (belirtileri ateşlenmedir)

DEER FOREST : English Turkish

geyiklerin yaşadığı orman

DEER HOUND : English Turkish

İskoç tazısı

DEER LICK : English Turkish

n. geyiklerin yaladığı tuzlu toprak

DEER SHOT : English Turkish

n. dumdum kurşunu, geyik saçması

DEER STALKER : English Turkish

n. geyik avcısı şapkası, bir tür avcı şapkası çeşidi

DEER-HOUND : English Turkish

üyük cins tazı, İskoç av köpeği

DEERE : English Turkish

n. bir soyadı; Illinois merkezli bir Amerikan şirketi, bir sanayi ve tarım ekipmanları imalatçısı, bir finans ve sigorta hizmetleri tedarikçisi

DEERGRASS : English Turkish

n. deergrass, üzün ömürlü bitki türü

DEERHOUND : English Turkish

n. büyük cins tazı, İskoç av köpeği