Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DRAW THE CURTAIN OVER SMTH : English Turkish

üzerine sünger çekmek, bir daha sözünü etmemek

DRAW THE LINE : English Turkish

eddetmek, aşmamak, yapmayı reddetmek

DRAW THE LONGBOW : English Turkish

abartmak, atıp tutmak, palavra sıkmak, atmak

DRAW THE MATCH : English Turkish

v. maçı berabere bitirmek

DRAW THE MORAL : English Turkish

ahlak dersi çıkarmak, bir hikâyeden erdem çıkarmak, hayat dersi almak

DRAW THE STUMPS : English Turkish

v. oyunu bitirmek

DRAW THE SWORD : English Turkish

kılıç çekmek, savaş açmak

DRAW TO A CLOSE : English Turkish

sona gelmek, sona ermek, bitmek

DRAW UP : English Turkish

dikleştirmek, dik tutmak, dizmek, düzenlemek, yazmak, ayarlamak, sıvamak, durdurmak (araba, at vb.), durmak, yığılmak, yetişmek

DRAW UP A BILL : English Turkish

yasa taslağı hazırlamak, kanun tasarısı yazmak, yeni bir yasa teklifi için resmî bir taslak hazırlamak

DRAW UP A PARTY PLATFORM : English Turkish

siyasi bir parti için resmî bir eylem planı hazırlamak

DRAW UP A PROGRAM OF : English Turkish

-ması programı hazırlamak,
ması planı hazırlamak

DRAW UP AN AFFIDAVIT : English Turkish

v. yeminli belge yazmak

DRAW WATER : English Turkish

su çekmek, su pompalamak

DRAW WELL : English Turkish

su kuyusu, kuyu

DRAWBACK : English Turkish

n. engel; sakınca; vergi iadesi, ihraç primi

DRAWBAR : English Turkish

n. çeki kancası, çeki demiri, çeki çubuğu, demiryolların bir vagonu diğerine bağlayan çubuk

DRAWBRIDGE : English Turkish

n. açılıp kapanan köprü, asma köprü, iner kalkar köprü

DRAWCARD : English Turkish

n. ilgi çeken oyun, seyirci toplayan oyun

DRAWEE : English Turkish

n. keşideci, senet alan kimse

DRAWER : English Turkish

n. çekmece (masa), çekmeceli dolap, göz; çeken kimse; keşideci, işlemci

DRAWERS : English Turkish

n. don, külot

DRAWING : English Turkish

n. çizim, çizme, resim, eskiz, resim taslağı, taslak, çizgi, çekme

DRAWING A BLANK : English Turkish

aşarılı bitirememe, başarısız olma

DRAWING A BOW AT VENTURE : English Turkish

oş atıp dolu tutmak