English
DRAUGHTSMANSHIP : English Turkish
n. teknik ressamlık, tasarımcılık
DRAUGHTSWOMAN : English Turkish
n. tasarımcı kadın, tasarlayan ve taslak çizen kadın (makineler binalar vs); yasal evraklar düzenleyen kadın
DRAUGHTY : English Turkish
adj. cereyanlı
DRAVIDIAN : English Turkish
n. Dravid, Dravid dillerini konuşan halkların üyesi
DRAVIDIAN : English Turkish
n. Dravid dil ailesi, Sri Lanka ve güney ve orta Hindistan'da konuşulan büyük diller ailesi
DRAVIDIAN : English Turkish
adj. Dravid, Dravid dilleriyle ilgili olan; Dravid halklarıyla ilgili
DRAVIDIAN LANGUAGE : English Turkish
n. Dravid dili, Sri Lanka ve güney ve orta Hindistan'da konuşulan büyük diller ailesi dillerinden herhangi biri
DRAVIDIAN LANGUAGES : English Turkish
n. Dravid dilleri, Sri Lanka ve güney ve orta Hindistan'da konuşulan büyük diller ailesi
DRAW : English Turkish
n. çekme, çekiş; kura, çekiliş; cazibe, çekim; ilgi çekici şey; berabere biten oyun; yem, ağızdan lâf almak için söylenen söz
DRAW : English Turkish
v. resmetmek, çizmek, yazmak, karalamak; çekmek, fıçıdan çekmek; yaklaşmak; germek; teşvik etmek; almak, kazanmak; ikna etmek; sorguya çekmek; keşide etmek; düzenlemek, taslağını çizmek; silâh çekmek; demlemek; devam etmek; kura çekmek, kâğıt çekmek
DRAW A BEAD ON : English Turkish
nişan almak, silâhını doğrultmak
DRAW A BILL : English Turkish
v. senet düzenlemek
DRAW A BLANK : English Turkish
v. hatırlayamamak, bir şeyi düşünememek; kurada veya piyangoda hiçbir şey alamamak, hava almak, avucunu yalamak, hiçbir şey elde edememek
DRAW A BOW : English Turkish
yay germek, ok atmak için yayı germek
DRAW A BREATH : English Turkish
nefes almak, ferahlamak
DRAW A CHECK : English Turkish
v. çek yazmak, çek keşide etmek
DRAW A CONCLUSION : English Turkish
ir sonuca ulaşmak, sonuçlandırmak, sona erdirmek, sonuç çıkarmak
DRAW A CORK : English Turkish
tıkacı çıkarmak, bir şişenin tıkacını çıkarmak
DRAW A DEEP BREATH : English Turkish
derin bir nefes almak, derince solumak, havayı derince içine çekmek
DRAW A LINE : English Turkish
çizgi çekmek
DRAW A LINE OVER THE PAST : English Turkish
geçmişin üzerine bir çizgi çekmek, geçmişe sünger çekmek, geçmişi unutmak
DRAW A LONG FACE : English Turkish
surat asmak, surat yapmak, üzgün veya memnuniyetsiz bir yüz ifadesi takınmak
DRAW A PARALLEL BETWEEN : English Turkish
ile paralellik kurmak,
yı karşılaştırmak, ile karşılaştırmak
DRAW A PRIZE : English Turkish
ödül kazanmak
DRAW A RED HERRING ACROSS THE PATH : English Turkish
dikkati başka yöne çekmek, dikkati dağıtmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani