Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DRAW INTEREST : English Turkish

faiz kazanmak, parasının üzerine faiz elde etmek

DRAW INTO : English Turkish

n. girmek, yanaşmak

DRAW IT FINE : English Turkish

v. kısa kesmek, uzatmamak, abartmamak

DRAW LOTS : English Turkish

kura çekmek

DRAW NEAR : English Turkish

yanaşmak, sokulmak, yaklaşmak

DRAW NIGH : English Turkish

yaklaşmak, yakınına gelmek (çok seyrek kullanılır)

DRAW OFF : English Turkish

geri çekmek, çekmek, çekip çıkarmak, boşaltmak, çıkarmak, saptırmak, çekilmek

DRAW ON : English Turkish

kullanmak, giymek, çekmek, cezbetmek, neden olmak, yaklaşmak

DRAW ON ONE'S IMAGINATION : English Turkish

v. aklından geçirmek

DRAW ONE'S FIRST BREATH : English Turkish

ilk nefesini almak, ilk soluğunu almak, doğmak, dünyaya gelmek

DRAW ONE'S LAST BREATH : English Turkish

son nefesinin almak, son nefesini solumak, ölmek, vefat etmek, bu dünyadan göçmek

DRAW ONESELF UP : English Turkish

v. dik durmak, dimdik ayakta durmak

DRAW OUT : English Turkish

çıkarmak, çekmek, taslağını çizmek, ana hatlarıyla çıkarmak, konuşturmak, söyletmek, görevlendirmek, yerleştirmek, uzatmak, uzamak, istasyondan çıkmak

DRAW PLATE : English Turkish

çekme levhası, hadde levhası, şekillendirilmemiş metali deliğinden geçirerek küçük çaplı kablo veya boru sistemi oluşturmak için kullanılan delikli metal

DRAW POKER : English Turkish

n. bir tür poker

DRAW REIN : English Turkish

dizginleri çekmek, durmak

DRAW RUIN UPON ONESELF : English Turkish

kendini mahvetmek

DRAW SMB. INTO TALK : English Turkish

v. konuşturmak, lafa tutmak

DRAW STRENGTH FROM : English Turkish

gücünü
den almak, cesaretini
den almak,
den esinlenmek,
den fiziksel kuvvetini almak

DRAW TEARS FROM SMB : English Turkish

gözyaşı döktürmek, ağlatmak

DRAW TEETH : English Turkish

diş çekmek, birinin dişini yerinden sökmek

DRAW THE ATTENTION : English Turkish

v. göze çarpmak

DRAW THE BOUNDARY : English Turkish

v. sınır koymak

DRAW THE CROWD : English Turkish

kalabalığı çekmek, kalabalık bir grup insanı cezbetmek

DRAW THE CURTAIN : English Turkish

perdeyi çekmek, perdeyi kapamak