English
DRIFT : English Turkish
n. akıntıya kapılma, sürüklenme, göç, gidişat, sapma, akıntı; eğilim, erek, amaç; düşünme, anlama; etki, belirsizlik
DRIFT : English Turkish
v. sürüklenmek, sürüklemek, kendini koyvermek, hayatın akışına bırakmak; gayesiz yaşamak; yığılmak; toplanmak, yığmak
DRIFT ANCHOR : English Turkish
n. akıntı çapası, çapa
DRIFT APART : English Turkish
ırak düşmüş, bağı kopmuş, uzaklaşmış, uzak düşmüş, teması kesilmiş
DRIFT ICE : English Turkish
n. buzdağı, aysberg
DRIFT INTO : English Turkish
içine sürüklenmiş, içine dalmış
DRIFT NET : English Turkish
akıntıya bırakılan balık ağı
DRIFT OFF : English Turkish
su üzerinde batmadan yüzmek; uykuya dalmak, uyuyakalmak; hayale dalmak, hülyaya dalmak
DRIFTAGE : English Turkish
n. sürüklenme mesafesi, suda sürüklenen şey
DRIFTER : English Turkish
n. avare, serseri; trol balıkçı teknesi
DRIFTING : English Turkish
adj. sürüklenme, akma, akışa kapılma, göl deniz veya başkaca bir kütlesinin üzerinde sürüklenme; bir yerleşim yerinden diğerine peş peşe geçme, art arda yerleşim yeri değiştirme
DRIFTNET : English Turkish
n. akıntı ağı, sürüklenme ağı, suda sürüklenen ve büyük çapta ticari balıkçılıkta kullanılan çok büyük bir balıkçı ağı türü
DRIFTWOOD : English Turkish
n. dalgaların karaya attığı odun
DRIFTY : English Turkish
adj. sürüklenmeyle ilgili, sürüklenmeye özgü, sürüklenmeyle oluşmuş; akma, akıntı, akış
DRILL : English Turkish
n. delgi, diril, matkap, talim; tohum ekme makinesi, tarh, tohum yatağı; kaba pamuklu kumaş; batı afrika mandril maymunu
DRILL : English Turkish
v. delmek, matkapla delmek, talim yaptırmak, talim yapmak, delik açmak, kuyu açmak; çalıştırmak; tohum ekmek, makine ile tohum ekmek, sondaj yapmak, sonda ile yoklamak
DRILL BIT : English Turkish
n. matkap ucu, kaya burgusu
DRILL BOMB : English Turkish
talim bombası, eğitim bombası, gerçek bombadan daha ucuz ve daha etkisiz olan ve eğitim alıştırmalarında kullanılan bomba
DRILL CHUCK : English Turkish
n. matkap başı, matkap aynası
DRILL DOWN : English Turkish
(Bilgisayar) veri tabanlarında hiyerarşik yapının aşağı seviyelerinde bulunan veya ikinci nitelikteki veriye ulaşma becerisi
DRILL FOR OIL : English Turkish
v. petrol kuyusu açmak
DRILL GRENADE : English Turkish
talim el bombası, eğitim el bombası, eğitim alıştırmalarında kullanılan sahte el bombası
DRILL GROUND : English Turkish
talim sahası, askeri eğitim alanı
DRILL SERGEANT : English Turkish
n. eğitim çavuşu
DRILL SHELL : English Turkish
talim güllesi, eğitim güllesi, gerçek gülleden daha ucuz ve daha etkisiz olan ve eğitim alıştırmalarında kullanılan bir patlayıcı türü
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani