Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DRIVE A HARD BARGAIN : English Turkish

sıkı pazarlık etmek

DRIVE A NAIL : English Turkish

çivi çakmak, çivilemek, bir yüzeye çivi batırmak

DRIVE A NAIL HOME : English Turkish

v. doğrulamak, belgelemek, sertifikalandırmak, kanıt olarak teyit etmek, delil görevi görmek

DRIVE A NAIL IN ONE'S COFFIN : English Turkish

irinin tabutuna çivi çakmak, bir kimsenin tabutunu çivilemek, birinin ölümünü hızlandırmak için bir şey yapmak

DRIVE A POINT HOME : English Turkish

derinlemesine ikna etmek, tamamıyla inandırmak

DRIVE AT : English Turkish

kastetmek, demek istemek

DRIVE AWAY : English Turkish

v. kovmak, defetmek, arabayla uzaklaşmak, savmak

DRIVE BACK : English Turkish

püskürtmek, geri itmek, geri dönmek zorunda bırakmak, direnmek

DRIVE BAY : English Turkish

sürücü bölmesi, bilgisayar kasalarında sürücülerin kurulabildiği fiziksel boşluk

DRIVE CAREFULLY : English Turkish

dikkatli bir şekilde sürmek, güvenlice sürmek, araç kullanırken dikkatli olmak

DRIVE CRAZY : English Turkish

deli etmek, çıldırtmak

DRIVE DESIGNATOR : English Turkish

sürücü göstergesi, sürücü belirteci, sürücülüğü belirten belge

DRIVE HOME : English Turkish

eve arabayla gitmek, eve doğru sürmek, arabayla eve dönmek, arabayla eve götürmek; ikna etmek

DRIVE ICON : English Turkish

sürücü ikonu, bir sürücüyü temsil eden sembol (Bilgisayar)

DRIVE IN : English Turkish

çakmak, içeri sokmak, içeri girmek

DRIVE IN : English Turkish

v. içeri girmek, içeri dalmak; sokmak, çakmak (çivi takoz vs)

DRIVE IN A STAKE : English Turkish

v. kazık çakmak

DRIVE IN MOTION PICTURE THEATER : English Turkish

n. arabayla girilen ve arabada oturularak film izlenen açık alan sinema salonu

DRIVE IN THEATER : English Turkish

n. arabayla girilen ve arabada oturularak film izlenen açık alan sinema salonu

DRIVE INTO A CORNER : English Turkish

köşeye sıkıştırmak, kaçabilmesi zor bir duruma getirmek

DRIVE MAD : English Turkish

deli etmek, delirtmek

DRIVE ME CRAZY : English Turkish

eni delirtiyor, beni çıldırtıyor, beni deli ediyor, bana kafayı yedirtiyor

DRIVE ON : English Turkish

v. ilerletmek, ileri sürmek

DRIVE ONE MAD : English Turkish

ir kimseyi delirtmek, birini çıldırtmak, birini deli etmek, birine kafayı yedirtmek

DRIVE OUT : English Turkish

kovmak, çıkarmak, sürmek, araba ile yol almak