English
DURANCE : English Turkish
n. tutukluluk, mahpusluk
DURANTE : English Turkish
n. Durante, soyadı; Jimmy Durante (
1980), Amerika Birleşik Devletleri komedyeni ve oyuncusu, "The Schnoz" takma isimli
DURATION : English Turkish
n. süreç, süre, süreklilik, devam
DURATIONAL : English Turkish
adj. sürece ait, süreç ile ilgili, sürece özgü, süreçsel, bir şeyin devam ettiği zaman dilimi ile ilgili
DURATIVE : English Turkish
adj. sürmekte olan bir eylemi belirtme ile ilgili, devam eden bir şeyi göstermeye özgü (Gramer)
DURBAR : English Turkish
n. yerli bir Hindistan prensinin sarayının görüşme ve resepsiyonlar gerçekleştirilen salonu veya odası; yerli bir Hindistan prensi veya bir Britanya valisi tarafından verilen bir devlet resepsiyonu veya halka açık görüşme (eskiden)
DURESS : English Turkish
n. baskı, zorlama, şantaj; tutuklama, hapis
DURESSE : English Turkish
n. zorlama, tehdit, gözdağı, baskı
DURHAM : English Turkish
n. Durham, İngiltere'de bir vilayet; ABD'nin değişik eyaletlerindeki birkaç şehir ismi
DURING : English Turkish
prep. iken, esnasında, boyunca, sırasında, süresince
DURING GOOD BEHAVIOR : English Turkish
adv. yaşam boyu, ömür boyu
DURING THE COURSE OF : English Turkish
-nın zaman dilimi boyunca,
sı sürerken,
sı devam ediyorken,
sı zamanında
DURING THE PAST WEEK : English Turkish
geçen hafta boyunca, geçen hafta süresince
DURMAST : English Turkish
n. ağır ve esnek ağacı olan bir meşe türü
DURON : English Turkish
n. Duron, AMD tarafından üretilen bilgisayar işlemcisi (Advanced Micro Devices, California, ABD merkezli)
DURRA : English Turkish
n. karabuğday, Kuzey Afrika ve Asya'nın kurak bölgelerinde tahılı için yetiştirilen bir sorgum
DURST : English Turkish
v. cesaret etmek, cüret etmek, göze almak, kalkışmak; meydan okumak
DURUM : English Turkish
n. durum, durum buğdayı, bir buğday türü
DURZI : English Turkish
n. (Güney Asya) terzi
DUSHANBE : English Turkish
n. Duşanbe, Tacikistan'ın başkenti
DUSK : English Turkish
n. alaca karanlık, akşam karanlığı
DUSK : English Turkish
adj. loş
DUSKINESS : English Turkish
n. alacakaranlık, gölgeli olma durumu
DUSKY : English Turkish
adj. siyahımsı, esmer; loş, karanlık
DUSSEHRA : English Turkish
n. Dussehra, iyinin kötünün üzerindekini başarısını kutlayan Hindu festivali
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani