English
ENLARGER : English Turkish
n. büyütücü, agrandisör
ENLIGHTEN : English Turkish
v. aydınlatmak, öğretmek, bilgi vermek
ENLIGHTENED : English Turkish
adj. aydınlatılmış, aydın, kültürlü, okumuş, açık fikirli
ENLIGHTENED ABSOLUTISM : English Turkish
n. aydınlanmış mutlakiyet, 18'inci yüzyıl sonlarında Kayser'lerin yönetimi (birinin denizaşırı yerlerdeki vatandaşlarını yönettiği rejim)
ENLIGHTENED HIM : English Turkish
onu aydınlatma, onu bilgilendirme, onu eğitme, onu haberdar etme
ENLIGHTENED REGIME : English Turkish
aydınlanmış rejim, ilerici hükümet, liberal devlet, medeni yönetim
ENLIGHTENED RULER : English Turkish
açık fikirli yönetici, önyargısız yönetici
ENLIGHTENEDNESS : English Turkish
n. aydınlanmış olma durumu, eğitimli olma durumu, bilgililik
ENLIGHTENER : English Turkish
n. aydınlatıcı, talimatlandıran ve bilgi veren şey veya kimse, anlaşılır hale getiren kimse veya şey (ruhani veya entellektüel)
ENLIGHTENING : English Turkish
adj. aydınlatıcı
ENLIGHTENMENT : English Turkish
n. aydınlık, aydınlatma, ilim irfan
ENLIGHTENMENT : English Turkish
n. aydınlanma, aydınlanmış olma durumu, zihinsel veya ruhsal farkındalık durumu
ENLIST : English Turkish
v. askere kaydetmek, askere almak, asker olmak; gönüllü yazılmak; sağlamak (destek); kayırmak; kaydetmek
ENLISTED : English Turkish
adj. askere alınmış, ordunun bir üyesi olarak kaydedilmiş
ENLISTED MAN : English Turkish
er veya erbaş, subay olmayan asker
ENLISTEE : English Turkish
n. askere alınmış kimse, askeri hizmet için kaydedilmiş kimse
ENLISTER : English Turkish
n. askere alma kaydı yapan kimse, askeri hizmet için insanları kaydeden kimse
ENLISTMENT : English Turkish
n. askere alma, askerlik; gönüllü yazılma; sağlama, elde etme
ENLIVEN : English Turkish
v. canlandırmak, neşelendirmek; ihya etmek
ENLIVENING : English Turkish
adj. canlandırıcı
ENLIVENMENT : English Turkish
n. canlandırma (animasyon) eylemi, uyandırma eylemi, heyecanlandırma fiili, hayat dolu yapma eylemi, canlı/neşeli yapma eylemi
ENMESH : English Turkish
v. ağa düşürmek, tuzağa düşürmek
ENMESHMENT : English Turkish
n. kapma, tuzağa düşürme, yakalama, cezbetme, karmaşıklık,dolaşıklık
ENMITY : English Turkish
n. düşmanlık, nefret, kin
ENNEAD : English Turkish
n. (Yunanca'da 9 anlamında) 9 rakamı, 9 sayısı; dokuzlu grup veya set
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani