English
ENOUGH AND TO SPARE : English Turkish
yeter de artar
ENOUGH IS AS GOOD AS A FEAST : English Turkish
herşeyin fazlası fazla, aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz, herşeyin fazlası zarar; "bana yeter" veya "bıktım artık"
ENOUGH OF THAT : English Turkish
interj. yeter, bıktım
ENOUGH OF THAT! : English Turkish
yeterli yeterlidir!, şu an için gerçekten yeter!, zaten hepsi bu!, onu hemen durdur!, onu hemen bırak!
ENOUGH SAID : English Turkish
interj. yeter, yetti
ENOUGH TO MAKE HIM TURN IN HIS GRAVE : English Turkish
onu mezarında döndürmeye yeterli, şok edici, yeterince kötü, skandal, rezillik
ENOUNCE : English Turkish
v. açıkça belirtmek, ifade etmek, öne sürmek
ENOW : English Turkish
adj. (Arkaik) yeterli, kafi, uygun, elverişli
ENOW : English Turkish
adv. tam olarak, gerçekten, yeterli derecede, oldukça
ENOW : English Turkish
n. yeterli miktar, kafi derece
ENPLANE : English Turkish
v. uçağa bindirmek, uçağa yüklemek, uçağa binmek
ENPLAS CORPORATION : English Turkish
n. Enplas Şirketi, yüksek hassasiyet ve yüksek performans plastik parçalar ve yüksek teknoloji alanlarında ürünler üreten Japon şirketi
ENQUIRE : English Turkish
v. sormak, soru sormak, soruşturmak
ENQUIRER : English Turkish
n. araştırmacı, dedektif; sorular soran kimse
ENQUIRY : English Turkish
n. soruşturma, sorgu, soru, yoklama
ENRAGE : English Turkish
v. kızdırmak, çileden çıkarmak, kudurtmak
ENRAGED : English Turkish
adj. kızdırılmış, kuduruk, çileden çıkmış, öfkeli
ENRAPT : English Turkish
adj. kendinden geçmiş, mest olmuş
ENRAPTURE : English Turkish
v. aklını başından almak, mest etmek; sevince boğmak
ENRAPTUREDLY : English Turkish
adv. aklını başından alacak şekilde, cazibeyle, büyülenmiş gibi
ENRICH : English Turkish
v. zenginleştirmek, zengin etmek; güçlendirmek; koyulaştırmak; yüceltmek, değer katmak; süslemek
ENRICHED : English Turkish
adj. artırılmış, yükseltilmiş, arıtılmış, rafine edilmiş, geliştirilmiş
ENRICHED BREAD : English Turkish
zenginleştirilmiş ekmek, diğer sağlıklı malzemelerle takviye edilmiş ekmek
ENRICHED HIS KNOWLEDGE : English Turkish
ilgisini artırmış, bilgi dağarcığını zenginleştirmiş, anlayış ve kavramasını genişletmiş
ENRICHED HIS SPIRITUAL WORLD : English Turkish
uhani dünyasını zenginleştirmiş, ruhani/manevi şeylerle alakalı bilgisini artırmış
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani