Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FAKE : English Turkish

adj. sahte, taklit, uydurma, uyduruk, aldatıcı, dolandıran, sahtekâr

FAKE IT : English Turkish

(Argo) numarası yapmak, yapar gibi görünmek, yalandan yapmak, blöf yapmak

FAKE ORGASM : English Turkish

sahte orgazm, orgazm taklidi, sahte cinsel zevk veya heyecan

FAKE UP : English Turkish

uydurmak

FAKED : English Turkish

adj. sahte, taklit, yapmacık

FAKED AN ACCIDENT : English Turkish

ir kaza taklit etmek, olmadığı halde bir kaza olmuş gibi göstermek

FAKED UP : English Turkish

uydurulmuş, yalandan

FAKED UP EVIDENCE : English Turkish

yalancı şahit

FAKER : English Turkish

n. sahtekâr, dolandırıcı, numaracı, yalandan hasta, gösterişçi, şarlatan

FAKERY : English Turkish

n. sahtecilik, sahtekarlık, kalpazanlık, sahtesini yapma

FAKING : English Turkish

n. uydurma, sahtesini yapma, yalandan yapma, rol yapma

FAKING AN ORGASM : English Turkish

cinsel heyecan veya zevk alma numarası yapma

FAKIR : English Turkish

n. fakir, hint fakiri, derviş, dolandırıcı, sahtekâr, numaracı

FALAFEL : English Turkish

n. küçük kızartılmış yer nohutu toplarından ve çeşnilerden yapılan Orta Avrupa yemeği

FALANGE : English Turkish

n. falanj (faşist parti)

FALANGIST : English Turkish

n. falanjist, faşist parti üyesi kimse

FALBALA : English Turkish

n. saçak, süs

FALCATE : English Turkish

adj. orak biçimli, kanca şeklinde, hilal şeklinde

FALCATED : English Turkish

adj. orak şeklinde olan; hilal şeklinde olan

FALCHION : English Turkish

n. orak biçimli ağır kılıç

FALCIAL : English Turkish

adj. (Anatomi) falx (beyindeki hilal şeklindeki yapı) ila alakalı

FALCIFORM : English Turkish

adj. orak şeklinde

FALCON : English Turkish

n. şahin, doğan

FALCON-GENTIL : English Turkish

n. (Zooloji) dişi şahin; atmacanın küçüğü, genç atmaca

FALCONER : English Turkish

n. şahinle avlanan avcı, doğanla avlanan avcı, şahinci, doğancı