Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FASTING : English Turkish

adj. niyetli

FASTING : English Turkish

adv. aç karnına

FASTING : English Turkish

n. oruç tutma, perhiz

FASTING CURE : English Turkish

n. perhiz, rejim

FASTMOVING : English Turkish

adj. hızlı, süratli, akıcı, sürükleyici, ilginç

FICTIONALLY : English Turkish

adv. hayali bir şekilde, kurgusal bir şekilde, gerçek bir temeli olmaksızın

FICTIONEER : English Turkish

n. alalade veya sıradan kalitede ucuz roman yazan kimse

FICTITIOUS : English Turkish

adj. uydurma, uyduruk, imgesel, hayali, itibari

FICTITIOUS MARRIAGE : English Turkish

sahte evlilik, yalandan evlilik

FICTITIOUS NAME : English Turkish

uydurma isim, hayali isim

FICTITIOUS TRANSACTION : English Turkish

hayali işlem, uyduruk işlem

FICTITIOUSLY : English Turkish

adv. kurgusal bir şekilde; hayali olarak; yanlış bir şekilde, shte bir şekilde

FICTIVE : English Turkish

adj. hayali, uydurma, kurgusal

FICUS : English Turkish

n. büyük sert yaprakları olan tropikal ağaçlar grubu

FID : English Turkish

n. kama, çelik

FIDDLE : English Turkish

n. keman, dalavere, katakulli, üçkâğıt

FIDDLE : English Turkish

v. keman çalmak, vaktini boşa harcamak, aylaklık etmek, ayrıntılarla ilgilenmek, üzerinde oynama yapmak, dalavere yapmak

FIDDLE : English Turkish

interj. boş lâf, saçma, zırva

FIDDLE ABOUT : English Turkish

aylaklık etmek, vaktini boşa harcamak

FIDDLE AROUND : English Turkish

v. vaktini boşa harcamak, aylaklık etmek

FIDDLE AWAY : English Turkish

zaman harcamak, vakit öldürmek

FIDDLE DE DEE : English Turkish

n. boş lâf, saçma, zırva

FIDDLE FADDLE : English Turkish

saçma söz, saçmalık, zırva

FIDDLE WHILE ROME BURNS : English Turkish

v. Roma yanarken keman çalmak, bir kriz anında asıl önemli konuyu gözardı edip önemsiz konularla ilgilenmek

FIDDLE WITH : English Turkish

ahatsız bir şekilde kıpırdamak, huzursuzlanmak