Multilingual Turkish Dictionary

English

English
ESOPHAGOGASTRIC JUNCTION : English Turkish

n. (Tıp) yemek borusu ve mide epitelyumu arasındaki bağlantı noktası

ESOPHAGOSCOPE : English Turkish

n. (Tıp) oesophagoscope, yemek borusunun içini muayene etmekte kullanılan endeskop

ESOPHAGUS : English Turkish

n. yemek borusu, yutak

ESOPIAN : English Turkish

adj. Ezop'a ait veya Ezop ile alakalı veya Ezop tarzında

ESOSL : English Turkish

ESOSL, içten ve aptalca olan kahkaha (İnternet Argosu)

ESOTERIC : English Turkish

adj. ezoterik, belli bir gruba hitap eden; özel, gizli

ESOTERICA : English Turkish

n. gizemli meseleler; gizli şeyler

ESOTERICALLY : English Turkish

adv. gizli bir şekilde, sadece belli bir gruba yönelik olacak şekilde, belirli kişilere özel olacak şekilde, gizlice

ESOTERICISM : English Turkish

n. seçkin insanlar grubuna yönelik olma özelliği; kişisellik, kişiye özel olma durumu, yanlızlık, gizlilik; seçkin kişiler grubuna yönelik doktrin veya yazı

ESOTERICS : English Turkish

n. gizli hikmet, gizemli doktrinler

ESOTROPIA : English Turkish

n. bir gözün içeriye doğru dönme eğilimi (Oftamoloji)

ESOTROPIC : English Turkish

adj. (Oftamoloji) esotropia ile alakalı, bir gözün içe dönme eğilimi ile alakalı

ESP : English Turkish

ESP, sıradan insan duyularının ötesinde olan algılama ya da iletişim yeteneği, doğaüstü sezgi (örneğin: telepati, kehanet)

ESP. : English Turkish

n. özellikle, bilhassa, spesifik olarak

ESPADRILLE : English Turkish

n. ip tabanlı ve kumaş üst kaplamalı düz ayakkabı türü

ESPAGNOLETTE : English Turkish

n. pencere çerçevesinin pervazı ve başındaki pencere menteşelerini birleştiren kanca uçlu bir topuz mekanizması tarafından kontrol edilen Fransız penceresi üzerindeki direk çiftinden biri; kadın göğsü şeklindeki bir mobilya bacağının tepesindeki özellik

ESPALIER : English Turkish

n. meyve ağacı kafesi, kafesle büyütülmüş meyve ağacı

ESPARTO : English Turkish

n. kağıt yapımında ve halat olarak kullanılan bir lif üreten güçlü ve dayanıklı ot

ESPARTO GRASS : English Turkish

n. halfa otu, hasırotu

ESPECIAL : English Turkish

adj. özel, ayrı; baş

ESPECIALLY : English Turkish

adv. özellikle, bilhassa

ESPERANDIDO : English Turkish

n. Esperandido, Ido, uluslararası kullanımı amaçlayan Louis Couturat tarafından geliştirilen ve 1907'de sunulan Esperanto diline dayalı olan yapay dil, Esperanto dilinin tekrar gözden geçirilmiş ve basitleştirilmiş hali

ESPERANTIDO : English Turkish

n. Esperantido, Esperanto ve İdo dillerini temel alan yapay dil

ESPERANTO : English Turkish

n. Esperanto, Esperanto dili

ESPIAL : English Turkish

n. buluş, keşif; bir şeyin ihtimalini yakalama eylemi; birşeyi keşfetme eylemi; casusluk faaliyeti