Multilingual Turkish Dictionary

English

English
EVEN : English Turkish

adj. düz; düzenli, dengeli, sakin; fit olmuş, çift, eşit, tam; başabaş; çift (sayı)

EVEN : English Turkish

adv. bile, dahi, hatta, üstelik, tam

EVEN AS I STOOD THERE : English Turkish

orada durduğum anda

EVEN BEFORE HE WAS BORN : English Turkish

kendisi doğmadan önce bile, anasının karnından beri, henüz doğmamışken

EVEN BETTER : English Turkish

daha da iyi, hattâ daha iyisi

EVEN FLOW : English Turkish

durağan akış, her zaman neredeyse aynı hıza sahip akış

EVEN HAEZER : English Turkish

Even Haezer, aile ilişkileri ile ilgili olan Halakha'dan bir bölüm (Yahudi din hukuku)

EVEN HANDED : English Turkish

objektif, tarafsız, adil

EVEN HARDER : English Turkish

daha bile zor, aşırı derecede zor, daha bile şiddetli

EVEN IF : English Turkish

ile, olsa bile

EVEN NUMBER : English Turkish

çift sayı

EVEN OUT : English Turkish

v. eşit olarak bölüştürmek, düzleşmek, düz olmak, eşitlenmek, bir olmak

EVEN SO : English Turkish

olsa bile, yine de, buna rağmen

EVEN TEMPERED : English Turkish

sakin, dengeli, soğukkanlı

EVEN THEN : English Turkish

adv. o zaman bile, buna rağmen, olsa bile

EVEN THOUGH : English Turkish

olsa bile

EVEN UP : English Turkish

v. eşitlemek, denklemek

EVEN UP ON : English Turkish

alacağı vereceği kalmamak, fit olmak

EVEN WHEN : English Turkish

- iken bile,
iken dahi, ayrıca
iken

EVEN YEHUDA : English Turkish

Even Yehuda, İsrail'de bir kasaba

EVEN-SHUSHAN : English Turkish

Even-Shushan, Yahudi öğretmen ve leksikograf

EVENHANDED : English Turkish

adj. dürüst, adil, sevimli, güzel

EVENHANDEDLY : English Turkish

adv. dürüstçe, haklı olarak, adilane

EVENING : English Turkish

n. akşam, suare; son evreler, son bölüm

EVENING DRESS : English Turkish

gece elbisesi, smokin, frak