English
EVEREST : English Turkish
n. Everest, güney Asya'nın Himalaya dağlarında Nepal ve Tibet sınırı arasında bulunan dünyanın en yüksek dağı (8848 metre)
EVEREX : English Turkish
n. Everex, taşınabilir bilgisayar üreten Amerikan bilgisayar şirketi
EVERGLADE : English Turkish
n. bataklık
EVERGLADES : English Turkish
n. Everglades, güney Florida'da sulak alanlar bölgesi (ABD)
EVERGLADES NATIONAL PARK : English Turkish
Everglades Milli Parkı, genellikle bataklıklar ve sulak alanlardan oluşan güney Florida'da bulunan milli park (ABD)
EVERGREEN : English Turkish
n. yaprak dökmeyen ağaç, hep yeşil kalan bitki; eskimeyen şarkı, unutulmayan melodi
EVERGREEN : English Turkish
adj. yaprak dökmeyen, ölmeyen, unutulmayan, unutulmaz
EVERGREEN OAK : English Turkish
n. pırnal
EVERLASTING : English Turkish
adj. ebedi, devamlı, ölümsüz, bitmek bilmeyen, uzun süren; sık sık tekrarlanan
EVERLASTING : English Turkish
n. ebediyet, sonsuzluk, kurutulabilen çiçek
EVERLASTING COVENANT : English Turkish
ebedi kontrat veya anlaşma, sürekli teminat
EVERLASTING FLOWER : English Turkish
kurutulabilen çiçek
EVERLASTING LIFE : English Turkish
sonsuz yaşam, ebedi hayat, sürekli varoluş
EVERLASTING PEACE : English Turkish
sonsuz huzur, ebedi ve kalıcı barış, hiç bitmeyen barış
EVERLASTINGLY : English Turkish
adv. sürekli, ebediyen, sonsuza dek
EVERLASTINGNESS : English Turkish
n. ebedilik, sonsuzluk, devamlılık, sonsuza kadar var olma durumu
EVERMORE : English Turkish
adv. daima, hep, ebediyen, her zaman, devamlı, sürekli olarak
EVERQUEST : English Turkish
n. Everquest, çevrimiçi çoklu oyuncu rol üstlenme oyunu (Sony tarafından üretilen)
EVERS : English Turkish
n. Evers, soyadı; Medgar Evers (
1963) Mississippi'de (ABD) öldürülen siyah Amerikalı insan hakları aktivisti, Siyahi İnsanların Gelişmesi için Ulusal Birliğin alan sekreteri (NAACP)
EVERSION : English Turkish
n. ters dönme, ters döndürme, içini dışına çevirme, tersyüz etme
EVERT : English Turkish
v. ters döndürmek, içini dışına çevirmek, tersyüz etmek
EVERY : English Turkish
adj. her, bütün, her bir, her türlü
EVERY BEGINNING IS DIFFICULT : English Turkish
her başlangıç zordur, yeni girişimler veya deneyimler başlangıçta daima zordur veya meydan okuyan tarzındadır
EVERY BEING IS EQUAL AND FREE : English Turkish
her varlık eşit ve özgürdür, yaşayan her canlı yaşayan diğer canlılarla eşittir ve hepsi doğuştan istediklerini yapmakta özgürdür
EVERY BIT : English Turkish
tamamı, her parçası, tam olarak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani