Multilingual Turkish Dictionary

English

English
EXHAUSTIVE INVESTIGATION : English Turkish

ayrıntılı soruşturma, ayrıntılı denetim, en ince ayrıntısına kadar inceleme ve denetleme

EXHAUSTIVE REPORT : English Turkish

ayrıntılı rapor, geniş kapsamlı rapor, mümkün olan tüm bilgileri içeren rapor

EXHAUSTIVELY : English Turkish

adv. en ince ayrıntısına kadar, iyice, adamakıllı, geniş kapsamlı

EXHAUSTLESS : English Turkish

adj. bitmek tükenmek bilmezlik, bitmez tükenmezlik, tüketilemez, bitirilemez

EXHEREDATE : English Turkish

v. mirastan yoksun bırakmak, mirasından çıkarmak; bir vasiyetten mahrum bırakmak

EXHEREDATION : English Turkish

n. mirastan mahrum bırakma, mirastan çıkarma veya çıkarılma; bir insanı hakkı olan mirastan mahrum bırakma eylemi (Medeni Hukuk'ta)

EXHIBIT : English Turkish

n. sergi, sergilenen şey, ibraz edilen belge

EXHIBIT : English Turkish

v. göstermek, sunmak, ortaya koymak, teşhir etmek; sergilemek

EXHIBIT PAINTINGS : English Turkish

esimleri sergilemek, bir resmi toplumun görebileceği şekilde sergilemek (bir müzede, galeride, vb.)

EXHIBITABLE : English Turkish

adj. sergilenebilir, sunulabilir, gösterilebilir

EXHIBITANT : English Turkish

n. sergici, galerici, sunumcu, bir sergiye katılan kimse

EXHIBITER : English Turkish

n. gösterici, bir sergiye katılan kimse

EXHIBITION : English Turkish

n. gösteri, teşhir, teşhir etme, ibraz etme; sergileme, sergi, sunma, burs [brit.]

EXHIBITION GROUNDS : English Turkish

fuar alanı, sergi bölgesi, özellikle sergiler/fuarlar için ayrılmış toprak parçası

EXHIBITIONER : English Turkish

n. harçlık/ödenek alan öğrenci, burs alan öğrenci (İngiliz İngilizcesi)

EXHIBITIONISM : English Turkish

n. sergileme merakı, teşhircilik

EXHIBITIONIST : English Turkish

n. gösterimci, teşhirci

EXHIBITIONISTIC : English Turkish

adj. gösterişli, şaşaalı, cafcaflı, fiyakalı, azametli, özellikleri ile gösteriş yapma meyilinde olan

EXHIBITOR : English Turkish

n. sergileyen kimse, sergici; sinemacı

EXHILARANT : English Turkish

adj. heyecan verici, canlandırıcı, neşelendirici

EXHILARATE : English Turkish

v. canlandırmak, neşelendirmek, coşturmak

EXHILARATED : English Turkish

adj. canlı, coşkulu, neşeli

EXHILARATING : English Turkish

adj. canlandırıcı, neşelendirici

EXHILARATINGLY : English Turkish

adv. canlandırıcı bir şekilde, neşelendirici bir şekilde, tahrik edici (uyarıcı) bir tarzda

EXHILARATION : English Turkish

n. canlılık, neşe, keyif