English
EXEMPT : English Turkish
v. muaf tutmak; çürüğe çıkarmak
EXEMPT : English Turkish
adj. muaf, özgür, serbest
EXEMPT FROM MILITARY SERVICE : English Turkish
askeri hizmetten muaf, askeri hizmeti yerine getirmesi gerekmeyen
EXEMPT FROM TAXES : English Turkish
vergiden muaf, vergi ödeme yükümlülüğü olmayan
EXEMPTED : English Turkish
adj. muaf
EXEMPTED FROM OATH TAKING : English Turkish
verilen sözden muaf, edilen yeminden muaf, verilen yemin veya sözün belirttiği yükümlülükler altında olmayan
EXEMPTIBLE : English Turkish
adj. muafiyet, muaf olabilirlik, bir görev veya yükümlülüğün dışında olabilme
EXEMPTION : English Turkish
n. bağışıklık, muafiyet, serbestlik; çürüğe ayırma
EXEMPTION CERTIFICATE : English Turkish
muafiyet sertifikası, birisini bir yükümlülükten muaf tutan yazılı belge
EXEMPTION STIPULATION : English Turkish
muafiyet şartı, bir tarafın hasarlardan sorumlu olmadığını belirten kontrat maddesi
EXEMPTIONS : English Turkish
n. haciz konulamaz şey, dokunulmazlığı olan şey
EXEMPTIVE : English Turkish
adj. diğerleri mecburken bir görev veya yükümlülükten kurtulmaya meyilli olan
EXENTERATE : English Turkish
v. bağırsaklarını çıkarmak, içini temizlemek, iç organlarını çıkarmak (Tıp)
EXENTERATE : English Turkish
adj. içi boşaltılmış, bağırsakları çıkartılmış, iç organları boşaltılmış olan (Tıp)
EXENTERATION : English Turkish
n. bağırsaklarını çıkarma, içini temizleme, iç organlarının çıkarılması (Tıp)
EXEQUATUR : English Turkish
n. tanıma (konsolos vb.)
EXEQUIES : English Turkish
n. cenaze töreni
EXERCISABLE : English Turkish
adj. kullanılabilir veya faal hale getirilebilir; uygulamaya konulabilir, uygulanabilir
EXERCISE : English Turkish
n. egzersiz, talim, idman, çalışma; yerine getirme, uygulama; kullanma; alıştırma; yapma; yorum; tören
EXERCISE : English Turkish
v. çalıştırmak, egzersiz yapmak, çalışma yapmak; uygulamak; kullanmak; göstermek; alıştırmak
EXERCISE BOOK : English Turkish
alıştırma defteri, ders defteri
EXERCISE CAUTION : English Turkish
dikkatli olmak, tetikte olmak, özenli olmak
EXERCISE OF A RIGHT : English Turkish
ir hakkı/ayrıcalığı kullanmak, bir kimsenin talep etmesi halinde hakkı olan uygulama
EXERCISE OF AN OPTION : English Turkish
opsiyon hakkı kullanmak, tahvil ve senetleri veya emtiaları önceden belirlenmiş bir fiyattan alıp satmak
EXERCISE ONE'S INFLUENCE : English Turkish
yetki ve nüfuzunu kullanmak, "bağlantılarını" kullanmak, "nüfuzunu" kullanmak, ikna etmek, razı etmek, kandırmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani