English
EXECUTANT : English Turkish
n. sergileyen kimse, icra eden kimse, konser veren kimse
EXECUTE : English Turkish
v. gerçekleştirmek, yapmak, düzenlemek, yerine getirmek, sergilemek, ortaya koymak; idam etmek, infaz etmek
EXECUTE A WILL : English Turkish
ir vasiyeti gerçekleştirmek, bir isteği gerçekleştirmek, bir mirası vasiyetnamede belirtilenler ışığında dağıtmak
EXECUTE JUDGEMENT : English Turkish
ir hükmü yerine getirmek, bir mahkeme kararını uygulamak
EXECUTE MODE : English Turkish
gerçekleşme biçimi, gerçekleştirme yöntemi, operasyon durumu, işlem durumu
EXECUTED A DECISION : English Turkish
ir kararı gerçekleştirme, bir kararı uygulama, bir kararı yerine getirme
EXECUTED CONTRACT : English Turkish
uygulanabilir geçerli kontrat; iki tarafında yükümlülüklerini yerine getirdiği kontrat
EXECUTER : English Turkish
n. yapımcı, gerçekleştiren kimse, uygulayan kimse
EXECUTION : English Turkish
n. sergileme, uygulama, yorum biçimi, yerine getirme, düzenleme, icra, yapma; infaz, idam
EXECUTION BY STONING : English Turkish
ecm cezası, taşlayarak öldürme
EXECUTION ERROR : English Turkish
icra hatası, yapım hatası, bir planı uygularken gerçekleştirilen hata (genellikle plan uygulamaya konulduğunda farkedilen)
EXECUTION OF JUDGEMENT : English Turkish
yargı kararlarının uygulanması, infazı gerçekleştirme, yargı kararının yerine getirilmesi
EXECUTION OFFICE : English Turkish
icra/yapım ofisi, hikümet kararları tarafından istenen (veya el konulan) mal ve varlıklarla ilgilenen devlet kurumu
EXECUTION TIME : English Turkish
gerçekleşme süresi, bir işlemin gerçekleşmesinin aldığı zaman miktarı
EXECUTIONAL : English Turkish
adj. uygulama gerçekleştirme icra veya infazla ilgili, ölüm cezasına ilişkin
EXECUTIONER : English Turkish
n. cellat; gol atan oyuncu, golcü
EXECUTIVE : English Turkish
n. idareci, yönetici; hükümet
EXECUTIVE : English Turkish
adj. yürütme, yönetim, uygulama ile ilgili, icra, yetkili
EXECUTIVE AUTHORITY : English Turkish
icra kurulu, uygulama ve infazdan sorumlu yönetim gücü
EXECUTIVE BOARD : English Turkish
yönetim kurulu; yetkili otorite, idari/yönetsel otorite
EXECUTIVE BRANCH : English Turkish
Yürütme Organı, Cumhurbaşkanı ve kadrosundan oluşan Amerika Birleşik Devletleri Hükümetinin dalı (Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Kabine üyeleri, vs.)
EXECUTIVE OFFICE : English Turkish
n. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı'nın resmi başkanlık bürosu
EXECUTIVE OFFICER : English Turkish
icra subayı, emir komutada ikinci sıradaki subay, komutan yardımcısı
EXECUTIVE SECRETARY : English Turkish
n. yönetici sekreteri, yönetimsel görev ve sorumlulukları olan ve firmadaki baş yöneticiye veya icra kurulu başkanına raporlar sunan sekreter veya yardımcı; organizasyonun iş faaliyetlerini takip eden ofis görevlisi
EXECUTIVE SUMMARY : English Turkish
n. Yönetim Özeti, bir iş planın ana noktalarının özeti; işletmelerdeki teklif yazısının ana maddelerini özetleyen belge
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani