English
EXCUSE ME A MOMENT : English Turkish
affedersiniz
EXCUSE ME! : English Turkish
afedersiniz!, beni bağışlayın!
EXCUSE ME, THIS IS NOT YOUR BERTH : English Turkish
pardon bu sizin ranzaniz degil
EXCUSE ME, THIS IS NOT YOUR COMPARTMENT : English Turkish
pardon bu sizin kompartimaniniz degil
EXCUSE ME, THIS IS NOT YOUR SEAT : English Turkish
pardon bu sizin koltugunuz degil
EXCUSE ONESELF : English Turkish
özür dilemek, af dilemek; hareketlerini haklı çıkarmak, yaptıklarını aklamak
EXCUSE ONESELF FROM : English Turkish
ir yükümlülük veya durumdan kurtulma yollarını aramak (kendini masadaki yemekten kurtarmak, askeri hizmetten sıyırmak, vb.)
EXCUSED : English Turkish
adj. muafiyet verilen, serbestlik verilen, mazur görülen
EXCUSING : English Turkish
n. af
EXCUSS : English Turkish
v. başından savmak, kurtulmak, başından atmak, yakasını sıyırmak, bir köşeye atmak, ıskartaya çıkarmak; kanun tarafından el koymak (eşyalara veya mallara); denetlemek, incelemek, araştırmak; soruşturmak, denetlemek; deşifre etmek
EXCUSSION : English Turkish
n. kanun yoluyla yakalama veya el koyma
EXE : English Turkish
EXE, bir dosyanın çalıştırılabilir ya da başlatılabilir olmasını belirten bilgisayar dosyası isminin sonuna eklenen uzantı
EXE EXTENSION : English Turkish
EXE uzantısı, yürütülebilir dosya uzantısı, etkin hale getirilebilir dosya uzantısı
EXE FILE : English Turkish
EXE dosyası, EXE uzantılı yürütülebilir dosya, bilgisayar tarafından direkt olarak yürütülebilen format olan dosya
EXEAT : English Turkish
n. bir psikoposluk bölgesinden ayrılma izni (bir papaz veya psikoposa verilen); mazeret izni, bir okul veya üniversitede bulunamama izni (İngiliz İngilizcesi)
EXEC : English Turkish
n. yönetici, süpervizör, müdür, yetkili pozisyonda bulunan kimse
EXECRABLE : English Turkish
adj. iğrenç, berbat
EXECRABLY : English Turkish
adv. tiksindirici bir şekilde, iğrenç bir şekilde, küçümsenen bir tarzda, aşağılanan bir tarzda
EXECRATE : English Turkish
v. nefret etmek, iğrenmek, lanet etmek, belâ okumak
EXECRATION : English Turkish
n. nefret, lanet, iğrenme, tiksinme
EXECRATOR : English Turkish
n. küfreden kimse, beddua eden kimse, lanet okuyan kimse, kınayan/ayıplayan/suçlayan kimse
EXECUTABLE : English Turkish
adj. gerçekleştirilebilir, başarılabilir, yapılabilir, uygulanabilir, hayata geçirilebilir, olası, mümkün
EXECUTABLE : English Turkish
n. yapılabilir/düzenlenebilir bilgisayar dosyası, çalıştırılmaya hazır makina dilindeki dosya (Bilgisayar)
EXECUTABLE FILE : English Turkish
çalıştırılabilir bir program içeren dosya, aktif hale getirilebilir dosya, etkinleştirilebilir dosya
EXECUTABLE PROGRAM : English Turkish
aktif hale getirilebilir program, etkinleştirilebilir program, çalıştırılabilir program
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani